Zehirli gemilere TMMOB öncülüğünde tepki

İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu, Aliağa’ya gelen İtalyan menşeli asbest yüklü gemi ve denizaltılar hakkında basın toplantısı düzenledi. TMMOB İl Koordinasyon Sekreteri Aykut Aydemir, “Aliağa’da çevresel mevzuata aykırı işlem yapan, çevre ve halk sağlığı sorunu yaratan işletmelerde gemi sökümüne son verilmesi çağrısında bulundu

Haber Giriş Tarihi: 16.04.2024 14:35
Haber Güncellenme Tarihi: 16.04.2024 14:35

TUNAY AFYON - Aliağa Limanı’nda asbest başta olmak üzere zehirli kimyasallar ve kanserojen madde barındıran gemilerin söküm işlemlerinin yapılması tepki ile karşılanırken Aliağa’ya, son zamanlarda İtalyan menşeili 7 geminin daha Aliağa’ya getirilmesi üzerine İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu, basın toplantısı düzenledi. İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu öncülüğünde düzenlenen toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay ve DİSK Ege Bölgesi Başkanı Memiş Sarı da yer aldı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) adına açıklamada bulunan İzmir Sekreteri Aykut Aydemir, Gemi Geri Dönüşüm Tesislerinin tabi olduğu Avrupa Birliği Yasal Mevzuatı ile Türkiye’de uygulanan yasal mevzuat karşılaştırıldığı zaman Türkiye’deki yasal mevzuatın yetersiz kaldığı, adeta gemi geri dönüşüm tesislerinin çevreyi ve doğayı katletmesinde bir sakınca olmadığı ve denetimlerin şeklen yapıldığı “kanun üstünde” bir bölge statüsü kazandığının görüldüğünü söyledi. Yaşanan örneklerin, gemi sökümleri ile ilgili işlemlerin yasal mevzuata uygun olarak gerçekleşmediğini, denetimlerin yetersiz kaldığını ve kaygılarını doğrulamakta olduğunu söyleyen Aydemir, geçtiğimiz aylarda Aliağa’ya getirilen Raymond Croze gemisi ile ilgili iddialar ile atık envanteri ve sürece ilişkin soruları ile uyarılarını kamuoyu ile paylaştıklarını hatırlatarak, “Bugün yine söküm için Aliağa’ya gelen İtalyan donanmasına ait hurdaya çıkarılan “Carlo Fecia di Casatto”, “Guglielmo Marconi”,” Leonardo da Vinci” isimli denizaltılar; “Bersagliere”, “Artigliere” isimli devriye gemileri ve “Maestrale”, “Scirocco” isimli firkateynler ile ilgili benzer iddialarla karşı karşıyayız. Gemilerin yapım yılı, teknolojisi ve kullanım alanları göz önünde bulundurulduğunda asbest ve radyoaktivite dahil olmak üzere önemli miktarda tehlikeli ve zararlı atık içerme ihtimali bulunuyor” açıklamasında bulundu.

TÜBİTAK ÇALIŞMASI İLE DOĞRULANDI

Zehirli gemilerin getirildiği gemi söküm tesislerinin yaşam sorununa dönüştüğüne vurgu yapan Aydemir, “1960’lı yıllara kadar balıkçılık ve tarımla geçinen bir sahil kasabası olan Aliağa’nın Sanayi Bölgesi ilan edilmesinden bugüne geldiğimiz süreçte; bölgede giderek büyüyen petrokimya endüstrisi, demir çelik tesisleri, bu tesislere hammadde sağlayan gemi söküm tesisleri yan sanayiler ile ağır sanayi, İzmir Kenti bütününde çevre ve halk sağlığını tehdit eden yaşam sorununa dönüşmüştür” dedi. Aliağa Bölgesinde çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesinin aşılmış olduğu bilimsel ve kurumsal raporlarla defalarca ortaya konduğunu dile getiren Aydemir, “İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen TUBİTAK ve Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü ortaklığında yapılan çalışma ile gerçekleştirilen Mevcut Durum tespitinde bilimsel veriler ve güncel ölçümler ile kirlilik bir kez daha ortaya konmuştur” diye konuştu.

ÇAĞRIMIZA BAKANLIKTAN DÖNÜŞ YOK

Aliağa’daki gemi sökümü ve çevresel etkiler nedeniyle bir kez daha bir araya gelmek zorunda kalındığını belirten CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Yakın zamanda sadece basında çıkan haberlerle öğrendik ki Aliağa’da bir gemi söküm tesisine 7 tane araç söküm için getirilmiş. Bunlarla ilgili tehlikeli madde envanter raporunun olup olmadığı bilinmiyor çünkü paylaşılan bir rapor yok. Bu da bizlerde bir tedirginlik yaratıyor, bu gemilerde yüksek miktarda asbest olma olasılığı görülüyor” dedi. Tugay, Greenpeace İtalya’nın değerlendirmesine göre gemilerin söküm için geldiği tesisin güvenli bir tesis olduğu da doğrulanamadığına vurgu yaparak, “Pek çok gemi sökümünde yaşadığımız gibi bu gemilerin de söküm için başka bir yere gönderilmemiş ve Aliağa’nın kurban olarak görülmüş olma ihtimali yüksek görülüyor. Oluşan çevre sorunlarının denetlenemediği ortaya konuyor. Ege Üniversitesi ve TÜBİTAK’la birlikte belediyemizin hazırladığı rapor bunu gösteriyor. Bu rapordan sonra bölgedeki kirlilik sorunun sürdürülemez boyuta ulaştığı görülüyor. Yıllardır yürürlüğe konmayan gemi söküm yönetmeliğinin de çevre ve insan sağlığı gözetilerek yürürlüğe konması gözetilmiştir. Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na iş birliği başvurusunda bulunulmuş ancak bugüne kadar bir geri dönüş gerçekleştirilmemiştir” diye konuştu. Söz konusu bölgenin ÇED incelemesine tabi olmadan ruhsatlandırıldığını kaydeden Tugay, “Gerek sektörün devamlılığı gerek çevre temizliği için denetlenebilir kurumlar kurulması ve mevcut ÇED yönetmeliğine uygun yapılması gerekli hale gelmiştir. Kuru Havuz sistemi en uygun yöntem olarak değerlendiriliyor. Bugün hepimiz için her yeni gemi sökümünde yeni bir çevre felaketine yol açan bu denetimsiz alanın bir an önce denetlenebilir sorunsuz hale gelmesi için öncelikle bakanlığı göreve davet ediyorum, İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak incelemelerimiz ve çalışmalarımız devam edecek” ifadelerini kullandı.,

MÜCADELENİN BİR PARÇASIYIZ

Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay da basın toplantısında söz aldı. Bugün gelinen noktada gemi söküm tesisleri ile ilgili olarak sadece Aliağa bölgesinin değil, İzmir’in tamamını ve toplumun hayatını etkileyen konularla ilgili yapılan açıklamada yer verilen sorunlara dikkat çeken Kınay, “Sorunlar yıllardır aynı devam eden sorunlar. Ve bizler bu noktada kamusal denetim, toplumsal denetim gibi süreçlerin içerisinde topraklarımızın havamızın suyumuzun ve vatandaşlarımızın sağlığı için bu mücadelenin içerisinde üzerimize düşen görevleri yapmaya devam edeceğiz” dedi. Kınay, “Bu soru işaretlerinin kaldırılması tüm yapılan işlemlerin çevre ve halk sağlığına uygun şekilde gerçekleştirilmesi ve ülkemizin atık çöplüğü haline geldiği cümlesinin artık duyulmaması ile ilgili mücadelenin İzmir’de de devam ettiğini ve bizim de bir parçası olduğumuzu ben de buradan paylaşmayı istiyorum” diye konuştu.