Buradaki hayvanlar şanslı

Karşıyaka, Bostanlı’daki Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Parkı ve Selçuk Yaşar Parkı içinde yaşayan sokak hayvanlarına her akşam yiyecek taşıyan Halil Dayaç, 20 yıldan bu yana bu görevini hiç aksatmadan yerine getiriyor. Dayaç’a göre; hayvan sevmeyi bilmeyen başka hiçbir şeyi sevemez

Haber Giriş Tarihi: 13.09.46954 06:43
Haber Güncellenme Tarihi: 13.09.46954 06:43
ilksesgazetesi.com

HAMZA GÜL

Yer: Bostanlı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu Parkı, park içinde 20’den fazla kedi ve köpeğe bakan Halil Dayaç. Halil Dayaç, 20 yıl önce Gaziantep’ten İzmir’e göçen bir memur emeklisi. Halil Dayaç 1942 yılında Gaziantep’te doğdu. 17 yaşında Kurtuluş Mahalli takımında futbola başlayan Dayaç, 1969 yılına kadar Şehreküstü’de futbol yaşantısına devam ettikten sonra sahalara veda etti. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ve SSK’nın çeşitli birimlerinde memurluk yaptıktan sonra emekli olan Halil Dayaç’ı Gaziantep’te bütün tanıyanlar namı diğer Yamalık Halil lakabı ile tanır. Doğu ve Güneydoğu’da o dönemlerde yaygın olan şark çıbanı Halil Dayaç’ın yüzünde çıkınca kaşımayla izi kalan yara insanların yüzlerinde bir iz bırakıyordu. Halil Dayaç’ın da yüzünde kalan bu izden dolayı tanıdıkları ona Yamalık Halil demeye başladı. Gaziantep’ten ayrılışının üzerinden 20 yıl geçse de halen tanıyanların tamamı Yamalık Halil diye bilirler.

PARKTAKİ KEDİ VE KÖPEKLERİN HALİL ABİSİ

Gaziantep’te “Yamalık Halil” olan lakabı İzmir’de Park Kafe ve çevresinde yerini “Halil abi”ye terk etti. Sadece Park Kafe ve çevresinde tanıyanların değil bu park ve çevresinde yaşayan 20 nin üzerinde kedi ve köpeğin de abartılı olmazsa onlarında “Halil Abi”liğini üstlenmiş durumda. Bu sevdanın ne zaman başladığını sorulduğunda ise; “Madem ki bu dünyada insanlar, hayvanlar ve ağaçlar hep birlikte yaşıyoruz, madem ki yaşam her şeyiyle bir bütün bu bütünlüğü barış ve paylaşım içinde sürdürmek gerek. Ben oldum olası hayvanları ve doğayı severim, ama burada baktım ki bu boş zamanımda bir şeyler yapmam gerek buradaki diğer kardeşlere bakmanın bir zorunluluk olduğuna inandım ve bunu severek yapıyorum. Çünkü gün içinde zaten buradaki kafede kitap gazete okuyup zamanımı geçiriyorum, bu hayvanların buradaki çaresizliğini görüyordum.  Bu duruma bende duyarsız kalmamalıyım diyerek, 20 yıldan bu yana çok hasta değilsem kesinlikle bu hayvanların yemini her zaman aynı saatte getiririm” dedi.

YAŞANTIM; “KİTAP VE HAYVANLAR”

Gelelim Halil Dayaç’ı diğer emeklilerden ve akranlarından ayıran en belirgin özelliğine. Entelektüel yapısının yanı sıra düzenli okuma alışkanlığı ile alışılmışın dışında havyan sevgisi... Öylesine ki gençliğinden itibaren günlük gazeteyi hiç koltuğunun altından eksik etmediği gibi her gün abartısız o gazetenin içinde en az da okuduğu iki kitabı yanından ayırmadı. Halen 20 yıllık İzmir yaşantısında bile her gün sabah 10.00’dan itibaren Karşıyaka Bostanlı’daki Park Kafe’nin müdavimi Halil Dayaç saat 14.00’e kadar günlük gazeteleri ve kitaplarını burada düzenli bir şekilde okuyor. Bir gününüz nasıl geçiyor diye sorulduğunda ise yanıtı aslında iki kelimeden ibaret, “Kitap ve Hayvanlar.” Bunu biraz açmasını istediğimde ise verdiği yanıt; “Emekli memurum yalnız yaşıyorum, sabah kalkar tıraş olurum. Sanki her gün işe gidiyormuş gibi güne kendime ve çevremdekilere duyduğum saygıdan ötürü tıraşımı olurum. Evde bir haşlanmış yumurta ile kahvaltımı yapar ve gazetelerimi alır kafeye gelirim. Artık burada çalışan arkadaşlarla da iyice dost olduk. Çünkü her gün her saatte düzenli gelen tek kişiyim. Sabahları evden çıkarken muhakkak okuduğum iki kitabımı da yanımda getiririm. Burada aldığım iki gazeteyi ve kafeye alınan diğer gazeteleri öğleye kadar dikkatlice okurum. Okurken önemli satırların altını çizer ve kitap bitince sonuna izlenimlerini yazmayı da ihmal etmem. Saat 14.00’ten sonra Bostanlı’daki Balıkçı Parkı’nın arkasındaki Çay Ocağı’na geçerim, saat 17.00’ye kadar da burada kitap okumaya devam ederim. Saat 17.00’den sonra önce tavukçuya, sonra da kasaba uğrar ve orada kedi ve köpek kardeşlerin yiyeceklerini ayrı ayrı poşetlere koyarak evin yolunu tutarım. Kitap ve gazeteleri eve bırakır, kendim içeceğim nevalemi de alarak Park Kafe’nin önündeki ağaçlık alana gelirim. Ben gelmeden yarım saat önce kediler ve köpekler beklemeye başlamış olurlar “Halil Abi”lerini. Uzaktan benim görülmemle birlikte bekleyen kedi ve köpeklerde bir hareketlilik başlar, önce kediler birer ikişer koşarlar “Halil Abi”lerini karşılamaya, yaklaşık 100 metre çevresinde karşılama mangası gibi düzülen kedi ve köpeklerle her zamanki yerimize gelir, onlara  ağır ağır yiyeceklerini atarım” oldu.

KONTROL DE EDİYOR

Her gün beslediği hayvanları beslerken kontrol eden Dayaç,  gün içinde hayvanlara bir şey olup olmadığını kontrol eder. Eğer tespit ettiği bir anormallik varsa o gün ve o günden sonra o hayvanı takibe alır ve sağlığı ile ilgilenir. Bu uğraş bir gün değil, beş gün değil dile kolay abartısız son 20 yıldan bu yana her gün, Pazar, Bayram ayırt etmeksizin her gün eksiksiz yerine getiren Halil Dayaç, çevresinde bu kararlı tutumu nedeniyle bazı hayvanseverler tarafından alınan hazır yemleri koyduğu poşeti ise elinden hiç eksik etmiyor. Evinden çıkıp Park Kafe’ye gelene kadar yolda bekleşen kedi ve köpeklerde “Halil Abi”lerini kokusundan tanır ve hemen yolluklarını beklerler. Böylesine düzenli bir okuma yaşamı ve gündelik yaşamın sıkıntı ve stresi arasında özveri ile hayvan sevgisini hiç eksiltmeyen Halil Dayaç, “Ömrüm müsaade ettiği sürece bu birlikteliği hiç bozmayacağım. Çünkü artık bu hayvanlarda benim bir parçam” şeklinde konuştu.