Anayasa Mahkemesi’nden boşanma davalarıyla ilgili 3 yıl kuralı!

Boşanma davası reddedildikten sonra üç yıl boyunca ortak yaşamı yeniden kuramayan çiftlerin, "evlilik birliğinin temelden sarsıldığı" kabulüyle boşanma davası açma hakkını öngören kuralı Yüksek Mahkeme iptal etti.

Haber Giriş Tarihi: 19.04.2024 14:42
Haber Güncellenme Tarihi: 19.04.2024 14:42

Anayasa Mahkemesi (AYM), boşanma davası reddedildikten sonra üç yıl boyunca ortak yaşamı yeniden kuramayan çiftlerin, "evlilik birliğinin temelden sarsıldığı" kabulüyle boşanma davası açabilmesini öngören kuralı, taraflara dayanılamayacak bir yük getirdiği gerekçesiyle iptal etti.

Ankara 18. Aile Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu'nun "evlilik birliğinin sarsılmasına" dair düzenlemeyi içeren 166. maddenin dördüncü fıkrasının Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia ederek iptalini talep etti ve bu talep Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer aldı.

İptali talep edilen kuralda, "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak 3 yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir." hükmü yer alıyordu.

Mahkeme başvurusunda, kuralda öngörülen 3 yıllık sürenin adil olmadığını belirterek, eşlerin uzun sürelerin sonunda boşanabildiklerini ve bu durumun kişilik haklarına dayanan anayasal hükümle bağdaşmadığını ifade etti.

Sürenin uzun olmasının evlilik dışı ilişkilere yol açabileceğini iddia eden mahkeme, bu durumun kişinin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile devletin aileyi koruma yükümlülüğünü ihlal ettiğini savundu.

Yüksek Mahkeme, başvuruyu değerlendirdikten sonra, kuralın Anayasa'ya aykırı olduğuna hükmederek iptaline karar verdi. İptal kararının uygulanması ise 9 ay sonra gerçekleşecek.

ANAYASA MAHKEMESİ'NİN KURAL İPTALİ KARARINDA ÖNE ÇIKAN NOKTALAR

Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararında, kuralın, boşanma talebinde bulunanları evlilik birliğini sürdürmeye zorlaması ve bu süreci gereksiz uzatmasının kabul edilemez olduğuna dikkat çekildi. Kararda, boşanma için öncelikle reddedilmiş bir davanın olması gerekliliği vurgulanırken, bu durumun zaman açısından zorlayıcı olabileceği ifade edildi.

Kurala göre, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilebilmesi için ortak hayatın yeniden kurulamaması ve önceden açılmış bir boşanma davasının reddedilmiş olması gerektiği belirtilen kararda, ret kararının kesinleşmiş olmasının önemine vurgu yapıldı. Kararda, ret kararına itiraz eden tarafların kanun yoluyla başvurabileceği ve bu sürecin uzun bir zaman alabileceği ifadesine yer verildi.

EVLİLİKTEKİ TEMEL SARSILMALAR: MAHKEMENİN KURAL İPTALİ KARARI 

Mahkeme kararında, kuralın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını belirleyebilmesi için ret kararının kesinleşmesinden sonra 3 yıl beklenmesinin gerektiği hatırlatılarak, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Buna göre boşanma kararı verilebilmesi için kuralda öngörülen süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı hallerde makul olmayan bir süre boyunca ilgililerin boşanma kararı elde etmelerine imkan tanınmadığı görülmüş ve ortak hayatın yeniden kurulamadığı hallerde evlilik birliğini uzun bir süre boyunca sona erdiremeyen ilgililere katlanamayacakları bir külfet yüklendiği anlaşılmıştır. Bu değerlendirmeler ışığında özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkı ile aile kurumunu koruma amacı arasında makul bir denge sağlamayan kuralın ölçülülük ilkesini orantılılık alt ilkesi yönünden ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır."