Zeytin üretiminde jeotermal riski: Yasa uygulansın!

Zeytinde hasat dönemine yaklaşılırken, zeytin üreticisi Halil Çetinkaya, 1930’lu yıllarda çıkartılan zeytin yasasının uygulanması gerektiğini vurguladı

Haber Giriş Tarihi: 20.10.55326 09:50
Haber Güncellenme Tarihi: 20.10.55326 09:50
ilksesgazetesi.com

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Dünyanın en büyük zeytin ve zeytinyağı üreticisi İspanya’da bin yıllık kuraklık yaşanıyor. Bu sene ülkeye daha yaz gelmeden yaşanan aşırı sıcaklar ve kuraklık zeytin üretimini de olumsuz etkilemeye başladı. Bu durumun Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı üretimini nasıl etkileyeceği ise merak konusu oldu. Zeytin ağaçları arasında büyüyen, geçimini zeytin ve zeytinyağı üreterek sağlayan zeytin ve zeytinyağı üreticisi Halil Çetinkaya, İspanya’yı etkisine alan kuraklığın aslında Türkiye’yi de etkilediğini, zeytin üretimine darbe vurduğunun altını çiziyor. Zeytinlik alanlara yakın kurulan jeotermal enerji santrallerin zeytin ağaçlarına verdiği zararın tahmin edilenden çok daha büyük olduğunu da belirten Çetinkaya, 1930’lu yıllarda çıkartılan zeytin yasasının uygulanması gerektiğini vurguladı.

ÜRETİCİ ALTERNATİF ÜRÜNLERE DÖNÜYOR

Zeytin üreticisinin yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında alternatif tarımsal ürünlere yöneldiğini dile getiren Üretici Çetinkaya, “Ülkemizde zeytin ağaçları devamlı kesiliyor. Küresel iklim koşulları da bu duruma eklenince üretimimiz azalıyor. Kuraklık maalesef bütün dünyanın sorunu. Sadece İspanya’da değil, bizim ülkemizde de büyük bir sorun. Dolayısıyla zeytin üretimimiz de bu durumdan olumsuz etkileniyor. Maden ve jeotermal santrallerinin yapımı sırasında sökülen, yeri değiştirilen veya zeytinyağının ucuzluğundan dolayı üreticinin zeytin üretiminden vazgeçip diğer alternatif ürünlere yönelmesi zeytin ve zeytinyağı üretimini azaltıyor. Bu ülkemiz açısından son derece olumsuz bir durum” dedi.

YASA UYGULANMIYOR

1930’lu yıllarda çıkartılan zeytin yasasının uygulanmasını istediklerini belirten üretici Çetinkaya, “Sektöre gereken desteğin yapılmaması, gerekli denetimlerin yapılmaması çok acı. 1930’lu yıllarda o dönemin yöneticileri tarafından zeytin yasası çıkartılmış. ‘Zeytin ağacı kesilemez, köklenemez, yeri değiştirilemez, üç kilometre etrafına toz-duman-kimyasal madde çıkaran hiçbir işletme yapılamaz’ deniyor. Ama bunların hiçbiri zeytinlik alanlarında uygulanmıyor. Uygulanmadığı ve denetlenmediği gibi zeytinlik alanlarının ortasına binlerce zeytin ağacı köklenerek jeotermal santralleri kuruluyor. Yüzlerce yıllık zeytin ağaçları katlediliyor. Bu durumun üstüne iklim krizi eklenince ülkemizin zeytin ve zeytinyağı üretimi tamamen düşüyor” ifadelerine yer verdi. 

YENİ SEZONDA ZEYTİN AZ OLACAK

Yeni sezonla ilgili zeytin üretiminde düşüş beklediklerini belirten Çetinkaya, jeotermal santrallerin zeytin ağaçlarına verdiği zarara vurgu yaptı. Çetinkaya, “Yeni sezondan zeytin az, dolayısıyla zeytinyağı da az olacak. Bazı ağaçlarda var, bazı ağaçlarda yok. Bu durumun en büyük sebebi yukarıda da ifade ettiğim gibi; ağaç sayısının azalması, iklimsel kirlenmenin yanında birçok etken var. Geçen sene Türkiye zeytin üretiminde rekor kırdı. Aydın bölgesinde de rekor kırdık. Bunun en büyük sebebi jeotermal santrallerinin bir aylık durması oldu. Çünkü Aydın’a jeotermal santralleri geldi geleli zeytin üretiminde büyük bir eksiklik yaşıyoruz. Bunu ben söylemiyorum, bilimsel veriler söylüyor. Jeotermal bacasından çıkan kimyasal gazlar tam çiçeğin döllenmesi esnasında çiçeğin üzerine yığıyor. Jeotermal santrallerinden çıkan gazlar havada 45 gün asılı kalıyor. Bu gazlar yağmurla birlikte çiçeğin üzerine yığıyor ve meyve tutumunu engelliyor. Geçen sene tam meyve tutumunda ülkedeki enerji fazlalığı sebebiyle jeotermal santrallerin çalışması bir ay süreyle durdu. Bu nedenle Aydın bölgesinde zeytin üretimi güzel oldu. Ama bu yıl şu an çiçekleme dönemi birçok ağaçta zeytin yok” değerlendirmesinde bulundu.

ÜRETİCİ HAK ETTİĞİNİ ALAMIYOR

Üreticiler olarak beklentilerini de anlatan Çetinkaya, üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkına ayrı bir parantez açtı. Üreticilerin hak ettiğini alamadığını ifade eden Çetinkaya, şöyle konuştu: “Üretici olarak beklentimiz; öncelikle zeytin yasasının uygulanmasını istiyoruz. Bunun yanında yetkililerin zeytin ağaçlarımıza sahip çıkmasını, denetlemesini, kontrol etmesini ve şikayetlerin değerlendirilmesini istiyoruz. Üretici bazında zeytin yağı fiyatları, tüketici fiyatlarına göre çok ama çok düşük. Toptan fiyatları 70-80 TL olan zeytinyağı fiyatları, tüketiciye 250-300 TL olarak yansıyor. Üretici olarak hak ettiğimiz, emeğimizin karşılığını maalesef alamıyoruz. Bu konuda ciddi bir sıkıntı var. Üretimle tüketim arasında müthiş bir açık var. Bunun kapatılması, üreticinin de hak ettiği emeğini emeğinin karşılığını almasını istiyoruz.”