Mermer kraliçesinden bir ilk: Salyangoz çiftliği kurdu

Uzun yıllardır mermer ticareti yapan ve Orta Doğu’da kendisine ‘Mermer Kraliçesi’ diye hitap edilen ihracatçı Gamze Atay, 5 yıl önce Türkiye’de bir ilke imza atarak,kuluçkahanesi olan salyangoz çiftliğini kurdu

Haber Giriş Tarihi: 04.11.54831 15:23
Haber Güncellenme Tarihi: 04.11.54831 15:23
ilksesgazetesi.com

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

İzmir’de yıllardır mermer ihracatı yapan Gamze Atay, 5 yıl önce kurduğu salyangoz çiftliğinde Menderes’e bağlı köylerde yaşayan kadınlarla beraber salyangozların sıvısını çıkararak krem ve serum hazırlıyor. Atay, ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki kentlerin yanı sıra, dünyanın birçok ülkesine gönderiyor. Dünyada ticaretin durma noktasına geldiği pandemi döneminde de üretime hiç ara vermediklerini ancak ihracat bağlantılarının olumsuz etkilendiğini vurgulayan Gamze Atay, pandemi döneminde iç piyasa tanıtımına önem verdiklerini söyledi. Atay, sanal marketler açarak ürünlerin satısını yaptıklarını ve pandemi sürecini bu şekilde değerlendirdiklerini belirtti. Yerli üretime ve yerli üretimin televizyonlarda tanıtımının yapılması için desteklenmesinin önemine dikkat çeken Atay, “Bir salgın oldu, dünya ticareti durdu. Yarın öbür gün başka bir virüs çıkacak. Kendimiz ne kadar üretirsek, varlığımızı o kadar sürdürürüz. Ama ürettiğimiz yerli ürünlerimizin başta devlet kanallarında olmak üzere televizyonlarda tanıtımının yapılması için desteklenmemiz en büyük gerçek reklam desteğidir” dedi.

TÜRK TAŞLARINA DEĞER KATIYOR

Uzun yıllardır mermercilik sektöründe bulunan hem yurt içinde hem de özellikle yurt dışında çok başarılı projelere imza atan Atay, yurt dışındaki pek çok inşaat firmasına mermer konusunda çözümler sunuyor ve Türk mermerlerini bu projelerde kullandırıyor. Güçlü bir ekibi olduğunu söyleyen Atay “Mesela Umman’ın meclis binasını Türk travertenleriyle biz yaptık. Yine Umman’daki bütün devlet binalarının travertenlerini biz verdik. Afyon violet mermerini Singapur’da yapılan en yüksek binada görmekten onur duyuyoruz. Yani biz Türk taşlarını dünyadaki en prestijli projelere ihraç eden bir proje firmasıyız. Başarılı bir şekilde yaptığımız mermer işinin yanında, 5 sene önce değişik bir iş yapalım dedik. Araştırdık, Türkiye’de ne yok-ne yapalım? Dedik. Salyangozun hiç olmadığını gördük. Çünkü Avrupa’da salyangoz çiftlikleri var. Avrupa’da salyangoz toplayıcılığı pek çok ülkede zaten yasaklanmış vaziyette. Bizde böyle bir yasak yok tabi ki. Biz de yola çıktık” diye konuştu.

POLONYA’YI ROL MODEL SEÇTİK!

Kara salyangozunun 40 yılı aşkın süredir Türkiye’de doğadan toplandığını ve pişirilerek ihraç edildiğini söyleyen Gamze Atay, “Hiç kimse çiftliğini kurup bir kuluçkahanede yumurta çıkartmamış. Biz hem kozmetikte kullanabileceğimiz hem de canlı olarak ihraç edebileceğimiz bir salyangoz türü seçtik. Polonya’daki bir çiftlikten üremesi, yetiştirilmesi, hasat edilmesi ve sıvısının çıkarılması için farklı zamanlarda pek çok eğitim aldık. Polonya’dan ithal ettiğimiz anaçları çiftlikteki kuluçkahanemize getirdik. Araştırmalarımız sonucunda hijyenik koşullarda yetişen salyangozların doğadan toplananlara oranla çok daha iyi olduğunu gördük. Toplanan salyangozların doğada yedikleri gıdayı takip etmek mümkün olmadığından bunların verimli üreyemeyeceğini, ürese bile insan sağlığına zararlı ağır metaller ve bakterileri taşıyabilecekleri riskini gördük. Bu nedenle çiftlikte gözünü açmış safkan ve kozmetikte en etkili hammaddeyi verebilen bu türü ithal ettik” dedi.

ÖZEL MAMALARLA BESLİYORUZ

Doğada yaşayan salyangozlar ile çiftlikte büyüyenler arasında büyük farklar olduğunu söyleyen Atay, “Biz toplanan her salyangozu almıyoruz, bizim salyangoz cinsimiz özel. Bu cins salyangozumuz tabiatta da var ama çiftliktekinin kullanılma sebebi şu; onları biz kendimiz besliyoruz. Yani doğadaki salyangozlar her şeyi yiyor. Bizim çiftlikteki salyangozlarımız ise her şeyi yiyemez, bizim yaptığımız özel mamayla besleniyor. O yüzden daha hijyenik, daha kuvvetli daha randımanlı hayvanlar oluyorlar. Buradaki çiftliğimizin kapasitesi yıllık olarak 65 ton yetişkin, 15 milyon adet yumurta ve 8 milyon adet yavru” dedi.

SAHTELERİNE DİKKAT

Online mağazalarda satılan ürünlerin günlük onarıcı bir işlev gördüğünü söyleyen Atay, sivilceli, yaralı, akneli ve lekeli ciltler için şifa veren ürünler hazırladıklarını kaydetti. Erkeklerin de kullanımına sunulmak üzere yeni bir ürün çıkardıklarını söyleyen Atay, “Tıraş sonrası erkekler için üçü bir arada bir ürün çıkartıyoruz. İnternet sitemizden mağazayı ziyaret edebilirler. Online hizmet veren arkadaşlarımıza soru sorup alışveriş yapabilirler” diye konuştu. Sektördeki sahte ürünlerin sayısının da arttığına dikkat çeken Atay, şöyle konuştu “İnsanlar sürekli olarak ürünün gerçekliğini soruyorlar. Çünkü geçmişte hepsi kandırılmış. Maalesef ‘salyangoz’ adı suiistimal ediliyor. Faydaları biliniyor ama gerçeğini üretmek o kadar kolay değil. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetiştiricilik belgeli çiftliğiz. Ürünlerimiz Sağlık Bakanlığı onaylı ve testleri, raporları var. Ürünü alırken üreticisinin kim olduğuna, nasıl yapıldığına baksınlar. Sahte ürün aldığını anlayan kişiler onları gelip bize şikayet ediyorlar. Her salyangoz kremi HELİXTURCA değildir diye sıkça sosyal mecrada uyarı mesajları yayımlıyoruz.

YERLİ ÜRETİM VURGUSU

İhracatın önemini vurgulayan ATAY, yerli üretimin önemine dikkat çekerek şunları anlattı: “Biz yerli üretimiz. Gördüğünüz gibi bir koronavirüs salgını oldu, dünya ticareti durdu. Yarın öbür gün başka bir virüs çıkacak. Kendimiz ne kadar üretirsek varlığımızı sürdürürüz. İmalatçı olmak çok önemli. Ürünlerimizi kargo ile Türkiye’nin her yerine ulaştırıyoruz. İnsanlarımız yerli üretimin tüketiminin önemini kavramalı ve dövizi yurt dışına yollamamalı. Her ithalat kaybolan döviz demektir.

NAKLİYE MALİYETİ BELİMİZİ BÜKÜYOR

İhracatta nakliye problemi yaşadıklarını belirten Atay, “Tabi biz ihracat problemi yaşadık. Bizim ülkemizde nakliye problemi var, Avrupa’daki gibi değil. Avrupa’da ülkeler AB üyeleri oldukları için birbirlerine çok rahat mal gönderebiliyor. Bu yüzden bizdeki sıkıntılar onlarda olmuyor. Biz büyük araç doldurmak zorunda kalıyoruz. Bir konteyner nereden baksan 20 ton mal alıyor, frigorifik gitmek zorunda. Frigorifikte de başka bir şeyin yanında parsiyel yapamıyorsunuz. Neden yapamıyorsunuz? Çünkü göndereceğiniz mal 6 ila 8 derece arasında gitmek zorunda. Böyle olduğu zaman sebze ile bir araya konamıyor, çünkü kontamine olur. Balıkla da gitmez, çünkü balık -18 derece ile gönderiliyor. Dolayısıyla kendine ait bir taşınmaya ihtiyacı var. Öyle olduğu zaman da nakliyecilerle konuştuğumuzda bize 3 tona kadar ara bölme açtılar ama onların da bu navlun maliyetleri o kadar yüksek ki salyangozun satış fiyatı kadar navlun biniyor. Bu maliyetler elbette bizim belimizi büküyor” ifadelerine yer verdi.

KREM YAPMAK FİKRİ HEP VARDI

Salyangozdan krem yapma fikrinin her zaman olduğunu belirten Atay, “Salyangozdan krem yapmak fikri hep vardı. Sağım yapmayı yurt dışında öğrenmiştik. İlk önce salyangozun yetiştirme derdine düştük. Daha sonra ise kremin bakanlık onaylı olarak üretilmesi konularında çalışmalara başladık. HELİXTURCA kremleri yerli üretim bir Türk markasıdır ve hedefimiz bir dünya markası olmasıdır” diye konuştu.

YERLİ ÜRETİME TV DESTEĞİ ÖNERİSİ

Türkiye’de cilt bakım ürünlerinin ithalatının çok yüksek olduğunu belirten Atay, ülkede yerli üretimin tanıtımında, televizyon kanallarından destek verilmesinin çok faydalı olacağını söyledi. Bu tür devlet destekli tanıtım programlarının halkın yerli üretim ve yerli üretimin tüketilmesi konusunda bilinçlendirilmesi içi büyük fayda sağlayacağını söyleyen Atay, “Böylelikle sahte ürün fırsatçıları da halkımızı kandıramayacaklardır” dedi.