Saman stoklandı, et fiyatları patladı: “Türkiye saman ithal ediyor”

Et, süt ve süt ürünleri fiyatlarının artmasının ana sebebi olarak yem fiyatlarında yaşanan maliyet artışı olduğuna dikkat çeken Osman Öztürk, samanda müthiş bir stoklama olduğunu belirterek “Bunun denetlenmesi lazım, yoksa ürünleri pahalı tüketmeye devam edeceğiz” dedi

Haber Giriş Tarihi: 13.11.55241 19:40
Haber Güncellenme Tarihi: 13.11.55241 19:40
ilksesgazetesi.com

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER

Özellikle son iki yılda sürekli artan ve Ramazan ayında bile durmayan et ve süt fiyatları, vatandaşları kara kara düşündürüyor. Etin kilosu 300 lirayı aştı, süt ise marketlerde 17 ile 21 lira arasında. Peynir de etle yarışıyor; 130-200 lira arasında değişiyor. Konuyla ilgili gazetemize önemli açıklamalarda bulunan Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öztürk, süt ve süt ürünleri fiyatlarının yükselmesinin ana sebebinin yem maliyetlerinin yükselmesinden kaynaklandığını belirterek, “Başta saman olmak üzere kaba yemde müthiş bir stoklanma yaşanıyor. Bunun denetlenmesi lazım” dedi. Fiyatları kontrol altına almak için samanın bile ithal edildiğini de sözlerine ekleyen Öztürk, “Bunun çözüm olmadığını piyasada et ve süt ürünlerinde yaşanan fiyat artışlarından net bir şekilde görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

YEM ÜRETİCİSİ TEMELDE DESTEKLENMELİ

Yem üreticisinin temelde desteklenmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, “Yem üreticisini temelden desteklemedikten sonra tarımsal üretimde de hayvancılıkta da yemdeki fiyat artışı bu şekilde devam edecek. Yemin artması sütün ve etin artması demek. Şu anda tüketici kısmında piyasada gözle görülür bir sıkıntı var, çünkü fiyatlar yükseliyor. Girdilerin bu kadar arttığı bir ortamda et ve süt fiyatlarının yükselmemesi mümkün değil. Özellikle yem üreticisini tabandan desteklemezsek bunun sıkıntısını herkes görmüş oluyor. Bu konuda da kontrol mekanizmasının gelişmesi lazım. Şu anda saman fiyatının 5 buçuk TL olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Saman dediğiniz zaman hiçbir kalitesi bir değeri olmayan sadece kaba yem kapsamında bir ürün. Dediğim gibi samanın 5 buçuk TL olduğu bir yerde, diğer girdi maliyetlerinin de bu kadar yüksek olduğu bir ortamda süt ve et fiyatının da yükselmemesi mümkün değil” diye konuştu.

BİTKİSEL ÜRETİMİ ARTTIRMALIYIZ

Yem için bitkisel üretimin arttırılması gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Bitkisel üretimi arttırmamız lazım. Yemle ilgili bir stoklama söz konusu değil. Özellikle sanayici kısmında böyle bir durum kesinlikle yok. Zaten kendileri hammaddeyi zor buluyor. Sadece kaba yemde bir sıkıntımız var. Özellikle saman konusunda müthiş bir stok var ve bunun denetlenmesi lazım. Akaryakıt fiyatları yükselince saman fiyatlar arttı ancak şu an akaryakıt fiyatları düşmesine rağmen saman fiyatları düşmüyor, tam tersine yükseliyor. Mazot fiyatlarının düştüğü bir ortamda kaba yemin özellikle de saman fiyatlarının bu kadar artması kontrol altında olmadığını gösteriyor. Denetleme olmadığı sürece kaba yem fiyatları gereksiz bir şekilde yükselir. Kaba yem yükseldiği zaman et ve süt üreticisinin girdi maliyetleri tavan yapıyor. Marketlerdeki tıkanmayı görüyorsunuz. Bunu çözmek için devlet mutlaka bazı desteklerle üreticinin yanında durmalı” ifadelerine yer verdi.

TÜRKİYE SAMAN İTHAL EDİYOR

Türkiye’nin süt, süt ürünleri ve et fiyatlarında fiyatı düşürmek için çözümü ithalatta aradığını dile getiren Öztürk, samanın bile ithal edildiğine vurgu yaptı. Öztürk, “Şu anda saman dışarıdan geliyor. Bizim bölgemize de genelde Trakya Bölgesi’nden gelir. Zaman zaman Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinden de saman alıyoruz. Ama dediğim gibi şu anda bölgemize samanın büyük bir bölümü Trakya’dan geliyor, Trakya Bölgesi’ne de bir kısmı yurtdışından geliyor. Yani Türkiye samana kadar ithalat ediyor. Samanı dahi ithal ederek fiyatların düşürülmesi yönünde çözüm üretmeye çalışıyoruz ama bunun bir çözüm olmadığını herkes anladı ama çözüm üretmekte zorlanıyoruz. Et fiyatları yükselince hayvan ithalatına başlıyoruz. Ancak fiyatlar düşmüyor daha da yükseliyor. Bütün bu sonuçlardan şunu alıyoruz ki Türkiye’de tarım ve hayvancılığın çözümü ithalat değil” dedi.

HER ALANDA KOOPERATİFLEŞMELİYİZ

Öztürk, son olarak kooperatifleşmenin önemine vurgu yaparak şöyle konuştu: “Yarattığımız Tire Süt Kooperatifi modeli ile üreticiyi mutlu etmeyi başarabiliyoruz. Eğer kooperatifler üretim kapasitelerini arttırır ve hatırı sayılır bir üretim yaparsa ülke ekonomisinde üretici de tüketici de ayakta kalacaktır. Aynı zamanda devlet tarafından kooperatifler desteklenir ve kooperatiflerin verilerine bakılarak destekler sağlanırsa çok daha etkili bir üretim olacaktır.”