TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

8 Mart Dünya Kadınlar Gününde Engelli Kadın Olmak

Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2017 07:44
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2017 07:44

Mekkiye Uludağ

mekkiye4735@gmail.com

Toplum içerisinde kadın olmanın çeşitli zorlukları vardır. Bu yapı içerisinde engelli kadın olmak ise çok daha zordur. Engelli kadınlar eğitim alma, evlenme, çocuk sahibi olma, çocuk bakımını gerçekleştirme bir işe girme gibi rollerini yerine getirirken engelinden dolayı güçsüzleşmekte ve toplum tarafından çeşitli olumsuz tutumlarla karşılaşmaktadır. Engelli kadınların toplumsal rollerden kaynaklı sorunlarının yanı sıra pek çok sosyal sorunu da bulunmaktadır.

Tarihin her döneminde engelliler, toplum içerisinde çok çeşitli güçlüklerle karşılaşmakta toplumun derinliklerinde yer alan “normal ve normal olmayan” anlayışı, engellilerin dışlanma sürecinde önde gelen nedenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir başka deyişle engellilere yönelik ayrımcılığın temelinde ‘biz ve ötekiler anlayışı’ yatmaktadır. Kadın engelliler, sosyal dışlanma ve ayrımcılığı daha ağır koşullarda yaşarlar. Türkiye’de özürlü birey olmanın temel sosyolojik özellikleri ve sorunları genel olarak engellilerin ve özelde de kadın engellilerin önemli dezavantajlarla karşılaştıkları ortadadır. Engelli kadınlar, tüm kadınların yaşadıkları ayrımcılık deneyimlerinin üstüne, bir de engelli olmaktan kaynaklanan sorunları yaşamaktadırlar. Engelli kadınlar toplum içerisinde damgalanmakta, dışlanmakta ve ötekileştirilmektedirler. Bu durum ağırlıklı olarak toplumun engellileri ve dolayısı ile engelli kadınları, onların özelliklerini, sorunlarını ve gereksinimlerini yeterince iyi tanımamaktan kaynaklanmaktadır. Genelde engelli kadınların güçleri küçümsenmekte, pek çok konuda başarılı olamayacakları sanılmaktadır. Kimi zaman da onlara karşı aşırı beklentiler oluşturulmakta ya da görmezden gelinerek gerekli destekler verilmemektedir. Onların güçlerini gerçekçi bir biçimde değerlendiren, gerekli destekleri veren bir anlayıştan yoksun olmak, engelli bireyler ve özellikle de engelli kadınlar için yaşamı pek çok açıdan zorlaştırmaktadır. Toplum içerisinde engelli kadından beklenen gelişimsel temelli görevlerin, onlarda yarattığı zorlanmalar ve toplumun ön yargıları ile engelli kadınların yaşadığı diğer sosyal sorunlar bir hayli fazladır.  

Her iki cins için de geçerli olan gelişim görevleri açısından, kadına özgü bazı farklılıklar olduğu bilinmektedir. Yaygın geleneksel kültürde “kadının yeri evi” anlayışı egemendir. Bu anlayış içerisinde kadından daha çok ev içi rolleri yerine getirmesi beklenmektedir. Kadını toplumdan soyutlayan bu anlayış, engelli kadınların daha çok eve “hapsedilmesine” yol açmaktadır. Engelli kadınların da diğer kadınların çoğu gibi, gelişimsel görevlerini ev içi roller çerçevesinde yerine getirmesi beklenmektedir. Ancak onlara bu görevlerini yerine getirmek adına, özel durumlarını dikkate alan destekler, neredeyse hiç sunulmamaktadır. Bu anlayış engelli kadınları daha çok toplumdan soyutlamakta ve onlara kendilerini tanıma ve gerçekleştirme fırsatı vermemektedir. Her gelişim döneminde, toplumun, bireyden beklentileri farklılaşmaktadır. Engelli bireylerin gelişimi de diğer bireylerden farklı değildir. Engelli bireylerin gelişim dönemleri ve görevlerinden bahsederken onların içinde yaşadığı sosyal çevre ve toplumda engellilere karşı var olan algılamalara ve bakış açılarına, özellikle dikkat edilmesi gerekmektedir. Bu bakış açıları engelli bireylerin gelişimini de ciddi bir biçimde etkilemektedir.

Kadın yüzyıllar boyunca ataerkil aile yapısı içerisinde kendisine biçilmiş rollerle yaşamaya boyun eğmiştir. Aile içerisinde kendisi için hazırlanan rollere yönelik olarak çalıştırılmış ve kadının yerinin aile içinde olması gerektiği, toplum içerisinde kabul edilmiştir. Bu yapı içerisinde engelli kadın olmak çifte zorlukları da beraberinde getirmekte, toplumsal önyargılar ve ayrımcılık engelli kadını ciddi bir şekilde etkilemektedir. Engelli kadının mücadele ettiği bir başka konu ise kadına yönelik ihmal ve istismardır. Engelli bireyler, yüksek oranda fiziksel, duygusal ve cinsel her türlü istismara uğramaktadırlar. Engelli kadına yönelik istismar oranının, engelli olmayan kadınlarla benzer şekilde hatta bazen daha yüksek oranda olduğu, engelli kadınların duygusal, fiziksel ve cinsel istismara daha uzun süre maruz kaldığı bilinmektedir. Engelli kadınlar diğer kadınlara oranla daha güçsüz oldukları, kendini ifade etmede güçlük çektikleri, toplum tarafından horlandıkları ve küçük görüldükleri, kimsenin kendilerine inanmayacağını düşündükleri için yabancılar, yeni tanışılan kişiler, arkadaşlar, aile dostları hatta akrabalar tarafından cinsel istismara maruz bırakılmaktadırlar. Bütün toplumlarda fiziksel görünüşün büyük önemi olması nedeniyle, engelli kadınlar kendilerini engelli olmayan kadınlardan daha değersiz hissetmektedirler

Toplumsal olumsuz tutumlar, işsizlik, geçim sıkıntısı, ebeveynleri ile ilgili sorunlar, aile içi ilişkilerden kaynaklanan sorunlar, ruhsal sorunlar, şiddet, rehabilitasyon sorunları, eğitim sorunlarının yanında genelde ortopedik engelli kadınların, özelde de görme engelli kadınların en temel sorunları ekonomik sorunlar, toplumsal sorunlar ve ailevi sorunlardır. Tüm bu sorunlarla baş etmesi gereken engelli kadının çeşitli meslek gruplarından destek alması ve güçlendirilmesi gerekmektedir.

Engelli kadınların, toplumsal dengesizlikler ve kaynak yetersizlikleri nedeni ile eve kapanması ve kendini toplumdan soyutlaması sonucunda ortaya çıkabilecek sosyal, psikolojik sorunlarla baş edebilmesi amacı ile onların desteklenmesi, güçsüzlüklerinin tespit edilip toplumsal kaynakların zenginleştirilmesi gerekmektedir. Toplumun ön yargılarının ortadan kaldırılması konusunda sürekli bir eğitime gereksinim vardır. Bunun sağlanabilmesi için de genelde engelli bireylerin özel de de engelli kadınların toplum içine çıkması ve kendini göstermesi, “görünür kılınması” gerekir. Sosyal desteğe büyük gereksinim duyan engelli kadınların toplum tarafından kabullenilmesi aşamasında desteğe gereksinimi vardır. Toplumsal kaynakları oluşturma, onlar adına ve onlarla birlikte savunuculuk yapma ve kaynakları zenginleştirme aşamasında sosyal hizmet uzmanları engelli kadın ve sosyal çevresi ile birlikte çalışılmalıdır.

Yaşanılan her toplumda, kişinin yaşına göre kendisinden beklenen gelişim görevlerinin engelli kadınlar tarafından gerçekleştirilmesi konusunda, güçlendirme bakış açısı kapsamında çalışmalar yapılmalıdır. Evlenme, işe girme, çocuk sahibi olma vb gelişim görevleri konusunda, engellilerden beklentilerin az olması nedeniyle, engelli kadının evlenme, çocuk sahibi olma, işe girme sürecinde yaşayacağı sıkıntılar ve engellerin üstesinden gelmesi amacıyla sosyal hizmet kuruluşlarında bu kişilere danışmanlık hizmetleri verilebilir.

Sosyal destek kuruluşlarında (sosyal hizmet kuruluşları da denilebilir) engelli bireylerin bir araya getirilmesi, onlarla grup çalışmaları yapılması, onların politik güce etki etmesi sağlanabilir. Engelli bireylerin toplum içerisinde sosyalleşememesi sonucu çok dağınık bir şekilde bulunmaları, toplumdaki kaynakların harekete geçirilmesini de zorlaştırmaktadır. Bu nedenle engelli bireylerin örgütlenmesi, kendisi ile benzer sorunları yaşayan kişilerle bir araya gelmesi ve yaşamlarının öznesi olması gerekmektedir. Engelli bireylerin örgütlenmesi gücün

kazanılmasında önemli bir süreçtir. Toplumsal bilinç düzeyi arttıkça örgütlenmeye verilen önem de artacaktır. İzolasyon nedeni ile toplumun gözü önünde olmayan engelli bireylerin sorunları hakkında seslerini çıkarması önyargıların azalmasına ve ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Özellikle iş yaşamında zorlanan ve nitelikli işlerde çalıştırılmayan engelli bireylerin düşük ekonomik düzeyde yaşamlarını sürdürmesi beklenmekte, çoğu engelli ise iş bulma olanağına sahip olmadığı için bağımlı bir yaşama mahkum olmaktadır. Bu sorunların giderilmesi ve engellilerin yaşam standardının arttırılması amacı ile yasal düzeyde yaptırımların sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Toplumların gelişmişlik düzeyi toplumsal eşitliğin gerçekleşmesi ile sağlanabilecektir. Sosyal hizmet uzmanları sosyal adaletin gerçekleşmesi ve bireylerin iyilik halinin sağlanması için çalışırlar. Nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturan engellilerin desteklenmesi ve toplumsal engellerden kaynaklanan uyum sorunlarının en aza indirilmesi göz ardı edilmemeli ve bu konuda bireyi destekleyici çalışmalar yapılmalıdır.

Bu vesile ile başta benim gibi engelli olan kadınlar olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, geleceğe umut ve güvenle yön vermelerini diliyorum…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.