TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Futbolun yalnız adamları ‘kaleciler’

Futbolun en zor mevkii her zaman için kaledir. Bazen ayakta alkışlanırlar bazen de en ağır tepkilerle karşılaşırlar. Kaleciler futbolun kaderinde yalnız kalmak zorunda kalan tek oyuncudur. Ege’de Bugün olarak bizde kariyerinde çeşitli takımlarda oynamış Türk futboluna kaleci olarak hizmet vermiş ve hala da hizmet vermekte olan Emin Akmeşe ile kalecilik ve kalecilerin kaderi üzerine sohbet tadında bir söyleşi gerçekleştirdik

Haber Giriş Tarihi: 25.02.2015 08:22
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Futbolun yalnız adamları ‘kaleciler’

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Öncelikle futbola nasıl başladınız, isterseniz bunun ile başlayalım?

-8 yaşında iken Kuşadasıspor’da futbola başladım. Genç takım, minik takım, yıldız takım ve altyapımı  Kuşadası spor ‘da tamamladım. Daha sonra 16 yaşında profesyonel takıma çıktım. 3. ligde o sene bizim şansımıza takım küme düştü. 2 sene amatörde oynadım. Ondan sonra Kuşadası’nda iyi bir sezon geçirdikten sonra Altınordu’nun hocası Ali Yalçın beni bayağı istemişti. Sonunda Altınordu’ya aldı. 2004’de orda sezon başı büyük bir sakatlık geçirdim antrenmanda el bileğim kırıldı. Ondan sonra sakatlanınca sözleşme fesih oluyor mecburi olarak. Beni geriye gönderdiler. 4- 5 ay hiçbir şey yapamadım. Kuşadası spor ‘da bir dönem devam ettikten sonra askere gittim geldim. Sakatlık da olduğundan dolayı askerliği aradan çıkarayım dedim. Daha sonra döndüğümde Sökespor’la anlaştım.

Kaleciliği siz mi seçtiniz yoksa hocalarınız mı sizi bu mevkiye yönlendirdi?

-Aslında benim bir akrabam vardı eski Aydınspor’lu Taner, ona özenerek kaleciliğe başladım. Ama santrafor oynamayı çok seviyordum. Nitekim bileğim kırıldığı zaman bir dönem Kuşadası sporda santrafor oynadım. 8 maçta 5 gol attım. Gönülden Kuşadası sporlu olduğum için takımın da durumu belliydi o sene düşememeye oynuyordu. Orada çok sevdiğimiz insanlar vardı onları kıramadım. Bu sebepten dolayı santrafor olarak oynadım. Hatta Hürriyet Ege’de ‘kaleden çıkan kral ’diye güzel manşetler atmışlardı. Benim için güzel sezondu.

Kalecilerin sizce futboldaki önemi nedir?

Kalecilerin futboldaki önemi oldukça mühimdir. Bu insanın sorumluluk alması ile ilgili bir durumdur. Bence kalecilikte ne kadar büyük sorumluluk alırsan o kadar iyi oynarsın baktığımızda şu anda süper ligde de en iyi hocalar mesela Şenol Güneş eski kalecidir. Oyunu en iyi okuyanlardan biridir. İyi antrenörler teknik direktörler kalecilerden çıkar. Şu an Göztepe’nin yardımcı antrenörü var Adnan Karahan hoca o da kaleciydi.

Kalecilerin yalnızlığını nasıl anlatabilirsiniz?

-Kaleci her zaman yalnızdır. Bir santrafor arkasına baktığı zaman arkasında  orta saha oyuncusunu görüyor. Topu kaybettiği zaman onu telafi edecek birileri mutlaka oluyor. Ama kaleci topu kaybettiği zaman onu telafi edecek kimse yok. O an onun için her şey bitmiş oluyor. Arkasına baktığı zaman yalnız her zaman.

Size göre kaleciliği tarif eden güzel bir söz var mıdır?

-Geçen gün Mehmet Güler diye bir kaleci antrenörü var. Sosyal medya ortamında bir şey paylaşmıştı. Mehmet Güler hocanın söylediği bir laf gerçekten çok güzel bunu da yayınladım. ‘Kuşlar gökyüzünde ne kadar özgürse kalecilerde kaleye geçtikleri zaman o kadar özgürdür’ Çok güzel bir cümle çok güzel bir şey söylemiş. Bu söz bence kaleciliği en güzel şekilde açıklıyor.

Kalecilerin en çok ayakta kalması gereken zaman hangi zamandır?

-Herkesin nefesini tuttuğu anlarda kaleciler nefes almak zorunda kalıyor. Mesela antrenmanlarda bakarsan en çok çalışan kalecilerdir. Ben her zaman söylerim. Kaleciler hep yatıyormuş gibi görünür ama her zaman tetikte olmalısın arka arkaya iki üç pozisyon geldiği zaman sarf ettiğin enerji 3km koşmaktan daha fazladır. 

Kaleciler her zaman birinci kaleci olmak ister değil mi?

Herkes oynamak ister. Her futbolcuya sorsan ben oynamak isterim der. Saygı duymak lazım çok çalışıp formayı kazanmak lazım. İyi bir arkadaşlık olması lazım üç kaleci var diyelim bir takımda üçünden biri oynayacak. Sen  yanındaki adama destek vermezsen iki gün sonra sen kaleye geçtiğinde Allah korusun sakatlığı var cezası var, sana da birileri destek olmak zorunda çünkü birlikte bu işten para kazanıyorsunuz.

Sizce, iyi bir kaleci ne zaman olunuyor?

-Kalecinin karakteri yaşlandıkça daha çok oturuyor. Oynadıkça daha da gelişiyor. Tecrübeleniyorsun. Her yaptığın hareketten bir ders çıkarabiliyorsun. Kendine bir pay çıkarabilirsin veya izlediğin kalecilerden bir pay çıkarabilirsin. Yetenekte tabi işin içine girince ikisini birleştirince akıllı da olursan iyi kaleci oluyorsun. Şansın da tabi ki yaver gitmesi lazım.

 Bazen futbolcular kaleye geçmek durumunda kalıyor bu zamanda galiba takım arkadaşı olan kaleciyi daha iyi anlıyordur futbolcular sizce de öyle değil mi?

-Her futbolcu biraz kalecidir. Kaleci oyundan atıldığı zaman ve oyuncu değiştirme hakkın yoksa sonuçta bir tane oyuncu kaleye geçmek zorunda kalıyor. Sonuçta her futbolcu biraz kaleci oluyor. Birazda bilmek zorunda oluyorlar gibi oluyor. Kimi insanın hoşuna gidiyor atlayıp zıplamak onun için hadi ben kaleye geçeyim diyen insanlar var. Kalecilik güzel bir şey ya zevkli bir şey.

Artık kalecilerden oyun kurmalarını da istiyorlar. Almanya’da Manuel Neuer örneği bu sene Dünya kupasında ezber bozdu. Bu durum sizce kalecileri nasıl etkiler?

-Günümüz futbolu öyle artık genelde tandem sistemi ile oynandığı için kalecilerin oyunu arkadan iyi izleyip iyi yönetmesi oyunun içinde olması lazım. Ayaklarının iyi olması lazım bileğine hakim ve kıvrak olması lazım. Atletik kaleci olması gerekir. En çok şu an ve Türkiye’de tutulan kaleci tiplemesi bu ayakların iyi olmazsa oyuna katılımın az olur. Eskiden 3-5-2 sistemi vardı tandem vardı. Oyun liberolu oynanıyordu. Ama şimdi sen arkada takımı yöneten yönlendiren oyunun başlangıcını yapabilecek olan sensin. Senle başlıyor her şey. Bu yeni sisteme de kalecilerin hemen adapte olması gerekir.

Akademik olarak bir sporcunun kendini geliştirmesi ne kadar önemlidir?

-Bir işin eğitimini almadan o iş bir yere kadar gider. Yetene, kulaktan dolma bilgiler yada görme bilgiler bir yere kadar sizi getirebilir. Bir işi en üst düzeyde yapabilmen için aslında bence benim görüşüm hem alaylı hem de mektepli olmak gerekir. Sporcu fizyolojisini bilmelisin sporcu psikolojisini bilmelisin çünkü futbol bir yere kadar oynuyorsun. Ondan sonrası için ne yapacağın belli değil. Ya antrenörlük yapacaksın yada başka bir işe soyunacaksın. Antrenörlük yapmak istiyorsan da bunun eğitimini tabi ki de alınmalıdır. Bence Türkiye’de yok mu bu işin eğitimini almadan antrenörlük yapan biri çok insan var iyi yerlerde olanlarda var Fatih Terim gibi ama hem alaylı hem mektepli olmak çok daha iyidir.

İzmir’den ve Ege’den çıkan kaleciler daha çok nasıl artırılabilir?

-Altyapıya çok önem verilmesi lazım bugün araştırdığınız zaman antrenörlere çok komik rakamlar veriliyor. Paraları ödenmiyor. Altyapıya önem verilmeli ve altyapıdan bir şeyler beklenmeli. Kaleci illaki çıkar yetenekli bir çok insan var ama eriyip gidiyor. Bence yaş sınırı getirilmesi yanlış daha önce Çiğli Belediye sporda oynayan Emrullah 3. ligde Ayvalık Gücü’nde top oynuyor. 32 yaşında profesyonel oldu. Yaş sınırı birçok futbolcunun önüne geçti. Altyapılara daha çok önem verirsek ilerisi daha iyi olacaktır. Türk Futbolu böyle ilerler. Altınordu örneği var çok güzel işliyor. Tam bir akademi, futbola önem veriyorlar, eğitime önem veriyorlar. İnşallah Türkiye için Ege Bölgesi ve İzmir için çok daha iyi olur.

Kalecilikte unutamadığınız bir an var mıdır?

-Aydınspor 1923’te oynarken unutamadığım günlerden bir tanesi, şampiyonluk yaşadım 20 bin taraftara oynadık. Dışarıda kalan insanları saymıyoruz. Stat, apartmanların üstü her yer dolu idi. Müthiş bir ambiyans vardı. Şampiyonluk maçı idi sondan bir önceki maçtı. Şimdi oynadığım takım Çiğli Belediye spor ile karşılaşıyorduk. Dk. 84 futbol sahalarında ender görülebilecek bir olay oldu gene bir futbolcu hiç olmadık bir yerde topu ıska geçtiler birbirlerine bıraktılar topu. Bizim bir futbolcumuz vardı adı Zale Seck Salioo. Benim daha öncede Söke’den takım arkadaşım onun önünde kaldı bomboş pozisyonda vurdu gol oldu. Tribünlerin o an yıkılacağını zannettim. Müthiş bir haz müthiş bir duygu. Dk 90+4’te de Emre Küçükokur o da frikikten bir gol attı. O an gözümün önünden gitmez. İnsanların sevinci, takımın sevinci bizi karşılaması son maça gidip geldikten sonra o Aydın Bulvarını 2,5 saatte geçtik. Öyle bir konvoy, meşaleler müthiş bir havaydı. O yaşadığım havayı hiçbir yerde yaşamadım. Taraftarı hiçbir yerde görmedim. 20 bin kişinin önünde oynuyorsunuz amatör bir maç sonuç itibariyle Bal ligi. Zaten Türkiye’de de Bal Ligi’nde seyirci rekoru o maçta. Benim için inanılmaz bir gündü. Tarifi olmayan dakikalar ve anlar yaşamıştım.

Söyleşinin sonunda halen faal olarak Çiğli Belediye spor ’da kalecilik yapan Akmeşe’ye son olarak söylemek ve eklemek istediklerini sorduğumuzda futbolun bir tutku olduğunu belirterek,  “Futbol tam anlamıyla bir yaşam biçimidir. Bir kere içine girdiniz mi asla bırakamazsınız. Futbol  tutkusu başka hiçbir tutku ile ölçülemez” dedi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.