Gül, Mısır’daki idam kararlarını değerlendirdi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'u Çankaya Köşkü’nde ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında basın mensuplarının gündeme dair sorularını cevapladı. 'Mısırda 683 kişi hakkında idam kararı verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?' sorusuna Cumhurbaşkanı Gül, şöyle cevap verdi: “Öyle olağanüstü bir dönemde demokrasinin askıya alındığı bir dönemde bu tip siyasi mahkemelerin verdiği akıl almaz, inanılmaz bu tip cezaları kabullenmek mümkün değil. Bugünkü çağ da olacak şeyler değil. Bu kadar ağır cezalar ve bu kadar yüzlerce ölüm cezası bu Mısır’ın geleceğini aslında çok büyük bir kötülük olarak görüyorum. Mısır’ın istikrara, barışa ve kendi içerisinde hızlı bir şekilde ekonomik kalkınmaya ihtiyacı var. Onun için ümit ediyorum ki bir şekilde bunlar siyasi bir anlayış çerçevesinde bunlar uygulanmaz. Uygun bir zaman sürecinde bütün bu mahkumlar serbest bırakılır. Mısır’dan tekrar demokrasinin, özgür seçimlerin önü açılır.”

ANLAŞILIR DEĞİL

Almanya Cumhurbaşkanı Gauck ise şunları dedi: “Almanya’da idam cezası yok. Almanya bu cezayı ret ediyor. Avrupalılar için idam cezası anlaşılır bir ceza değil. Biz çok endişeliyiz. Böyle geçici bir hükümet, dönüşümde olan bir toplumda bu tür baskı uygulayan yargı kullanmasını anlayışla karşılayamıyoruz. Özellikle böyle geçiş dönemlerinde, toplum sadece öç alma değil aynı zamanda öncekinde üstün olan bir yargı anlayışı tesis edilmeli. Bu nedenle en kısa zamanda Sayın Cumhurbaşkanı sizin de diplomatik imkanlarınızla, bizde Avrupalılar olarak Mısır’daki şimdiki yönetimle temasa geçip daha ölçülü bir yargıya geri dönülmesi için girişimde bulunabiliriz. Bu şekilde anlaşabiliriz. Şu an da olanları anlamamız mümkün değil.”

AB ÜYELİĞİ

Cumhurbaşkanı Gül “Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğiyle ilgili” bir soru üzerine şöyle konuştu: “Açık konuşmak gerekir. Türkiye son 10 yıl içerisinde olağanüstü siyasi, demokratik, hukuk reformları yapmış bir ülke. Bu ülke önündeki birçok problemleri kaldırmış, çok önemli siyasi, demokratik kararlarla birçok tapuları yok etmiş. Bugün birçok kişinin hayal edemeyeceği uygulamalar geçmiş ve birçok problemleri çözmüş ve problemlerle çözme yolunda olan reformist bir çizgi de gelmiş olan bir ülke. Tabi ki hiçbir ülke mükemmel olduğunu ispatlamaması ve iddia etmemesi gerekir. Bu çerçeve de Almanya’dan biraz önce bahsettiğim aşırı sağcıların katlettiği insanlar ve uzun süre bunların nasıl ailelerini cinayeti işlediler diye suçlanmaları, sonunda ortaya çıktığında nasıl utanılacak durumlarının ortaya çıktığını bildiğimiz gibi çok ırkçı, ırk düşmanlığı yapılıcı ve bu tip uygulamanın da nasıl Avrupa da ve birçok Avrupa ülkelerinde olduğu bir gerçekse bunlar Avrupa Birliği’ne yakışır mı diye sorduğumuzda bunların hiç birinin Avrupa Birliği’ne, demokrasiye, hukukun üstünlüğüne, çoğulculuğuna yakışmayan vasıflar olduğunu görürse bizde de eğer bazı olumsuzluklar var. Bunları da bu şekilde görmek gerekir. Noksanlıkların farkında olmak ve noksanlıkları düzeltmek için azimli olmak. Türkiye’yi eğer 10 sene önce ile mukayese ederseniz, bugünkü Türkiye’nin ne kadar çok ilerlemeler yaptığı demokratik, insan hakları, hukuk, özgürlük standartlarını ne kadar yukarıya taşıdığı gayet açık ortadadır.” (İHA/ANKARA)