TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Tiyatro ile uyandılar

Kıyı Ege ve Ege Tiyatrolar Birliği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen 2. Tiyatro Kampı İzmir’in Urla İlçesi’nde gerçekleştirildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yaklaşık 300 tiyatro sever beş gün boyunca tiyatro ile yatıp tiyatro ile uyandı

Haber Giriş Tarihi: 09.10.2017 06:48
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Tiyatro ile uyandılar

NİLGÜN TAZE / ÖZEL HABER

İlk kamptan bu yana kendi ritüellerini oluşturan ve bu yanı ile farkındalık oluşturan tiyatro kampının ikicisinde de farklılıklar göze çarptı. İlk kampta tiyatro dünyasına mal olmuş ustaların isimleri yaşatılarak Özdemir Nutku Dersliği, Sevda Şener Dersliği gibi bazı ustaların isimleri atölyelerin yapılacağı dersliklere verilmiş ve birçok tiyatro ustası bir araya gelmişti. 2’ncisi düzenlenen kampta ise atölyelerin sonunda katılımcılara birer katılım belgesi sunuldu.

ÜCRETSİZ ETKİNLİKLER

Bütün etkinliklerin ücretsiz olarak sunulduğu kampta yoğun bir program uygulandığı bilgisini veren Tiyatro Eylül kurucusu ve Kıyı Ege ve Ege Tiyatrolar Birliği Başkanı Metin Güler, “Haldun Taner Mahallesi, Afife Jale Mahallesi, Haşmet Zeybek Köyü gibi ünlü tiyatro büyüklerimizin isimleri mahalle ve köylere verildi. Kimilerinin isimleri ise Erkan Yücel Sokağı gibi sokaklara. Shakespeare Sahne ve Kamp AKM ise dikkatleri çeken diğer ayrıntılardı. Günde beş ayrı etkinlik yapılarak gün içerisinde birbirinden farklı dört atölye gerçekleştirildi. Bu dolu program içerisinde göze çarpan en büyük ayrıntı ve tiyatro adına umut verici olan durum katılımcıların bu atölyelerde yer bulmak için kuyruğa girmeleriydi” dedi.

OYUNLARA BÜYÜK İLGİ

Atölyelerin sonunda katılımcılara birer katılım belgesi sunulduğunu ve atölyeler dışında kamp söyleşilerine de çok yoğun ilgi olduğunu söyleyen Güler, “Gelenekten Geleceğe” adlı söyleşi de Prof.Dr. Semih Çelenk, Oyuncu Yönetmen Tomris Çetinel, ve Tiyatro Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nazif Uslu bilgilerini paylaştılar. Usta şair Tuğrul Keskin şiirlerini okuyarak tiyatro ve şiir ilişkisini anlattı. Kamp süresince sahnelenen oyunlar büyük ilgi gördü. Bütün oyunlar İzmir Büyükşehir Belediyesinin kamp alanında kurduğu sahnede oynandı” açıklamasını yaptı.

USTALAR SAHNEDE

Kamp etkinlikleri de beklenenin üstünde bir ilgiyle gerçekleştiği bilgisini veren Güler şunları söyledi: “İzmir Oyun Hamuru ve Bir Varmış Bir Yokmuş tiyatro topluluğundan “Doğaçlama Tiyatro” gösterisi yanı sıra pantomim gösterisi ile İlker Kılıçer “Ufalmayan Kırıntılar” adlı gösterisi ile atölye çalışmalarına katılanlara somut örnekler yapmış oldu. Yiğit Kocabıyık’ın “Küheylan” adlı tek kişilik performansı ve Bornova Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun “Gergedanlar” ve “Bir Anarşistin Kaza Sonucu Ölümü” oyunları ile kamp sakinlerinin dikkatini çekti. KETİB tiyatrolarının genel sanat yönetmeni hocalarının proje oyunu olarak sahnelediği “Onlar” adlı oyun kampın kapanış oyunu oldu ve büyük ilgi gördü.”

KİTAP OKUMA ETKİNLİĞİ

Güler, “Kaynaşma Atölyesi” ve “Tişört Boyama” etkinliğindeki neşenin görülmeye değer olduğunu belirterek, yaratıcılığın zirveye çıktığı boyama etkinliğinde birbirinden güzel sonuçların elde edildiğini açıkladı. Güler, “Kampın 3. günü gerçekleşen “Muzaffer İzgü Kitap Okuma Etkinliği” duygusal anlara tanıklık etti. Kampta büyük bir sessizlik içinde herkes kitaplarını okudu. Kamp katılımcılarının kendi becerilerini sergiledikleri “Açık Sahne” adlı performanslar sergilendi. Kamp katılımcılarının katılımı ile gerçekleştirilen “Sanata Evet” etkinliği ile sanatın önemine bir kez daha vurgu yapılmış oldu. “Kamp Ateşi ve Dilek Feneri Etkinliği” ise büyük bir görkeme ev sahipliği yaptı” şeklinde konuştu.

ŞİİR, MÜZİK VE TİYATRO

2. Tiyatro Kampı’nda ilgileri üstüne çeken bir başka bir etkinliğin ise “Kırmızı Siyah Saatler” adlı konser olduğunu açıklayan Güler, “Kıyı Ege ve Ege Tiyatrolar Birliği (KETİB) Başkanı ve Kamp Koordinatörü olarak yıllardır sürdürdüğümüz şiir ve müziğin iç içe olduğu bir etkinlik düzenledik. Hep bir ağızdan türkülerin söylendiği, duygu dolu saatlerin yaşandığı konser katılımcılara kampın en keyifli anlarını yaşatarak şimdiden 3. kampa adını yazdırdı. 3. kampa son 365 gün kaldı diye şimdiden saymaya başlamanın tek bir cevabı var. Çok yürekli bir birliktelik” ifadelerini kullandı.

TİYATRO İLE UYANDILAR

Çok insan odaklı bir yan yanalık ile 2. Tiyatro Kampı’nın insan kalbinin bam teline dokunduğunu ve tiyatroyu baş tacı olarak bir kez daha sunak haline getirdiğini ifade eden Güler, “Başta, Kıyı Ege ve Ege Tiyatrolar Birliği yürütme ve genel kurulundaki bütün sanatçı dostlarıma teşekkür ediyorum. Süreçte farklı bir emekle katkı koyan hocalarıma, İzmir Büyükşehir Belediyesine, atölye hocalarıma, söyleşi konuklarımıza, performans sahiplerine, kamp sakinlerine kısacası bu masalımsı düşü yaratan, hayata sunan herkese bin selam olsun. Yüreklerinizden öpüyorum. Tiyatro ile uyuduğunuz veya karanlık sandığınız bütün gecelerinizin sabahında tiyatro ile uyanın” dedi.

MİSTİK KENTLER

Kimilerinin bilinmeyen zamanların sokak numaraları bile yenilenmemiş Arnavut kaldırımlı mistik kentlerden geldiğini ifade eden Tiyatro Eylül kurucusu Metin Güler, yaşadıkları kamp izlenimlerini açıklayarak, “Kimimiz ışıklı caddelerin yalnızlığından, kahve kokan şehirlerarası otobüslerle geldik. Kimimizde belediyenin derisi yırtık bir coğrafyaya dönmüş ardiye otobüsleriyle. Esmer, kızıl, sarışındık ve Kazım Koyuncu’nun memleketinden, Akdeniz’dendik. Kızılırmak’tan su içenimiz vardı, Dicle’ye girmiş olanımızda. Bitlis’te beş minareyi görenimiz, Edirne’de Selimiye’ye uğrayanımız ve kamp sonrası pazar ayinine gidende vardı aramızda” dedi.

TİYATRO KAMPI

Çeşitli kültür ve inançlardan birçok tiyatro severin bir araya gelerek tiyatro ile bol bol zaman geçirme fırsatı bulduklarını ifade eden Güler, “Her yerden gelen tiyatro sever arkadaşlarımızla her şekilde kalmak için buluştuk. Amacımız, tiyatroya dair her şeyi yüklenerek ayrılmaktı ve başardık da. Çünkü yüreğimizi valizimize, siyah tişörtlerimizle, battaniyelerimizin orta yerine, iyi niyetimizin yanı başına katıp gelmiştik. “Hoş geldin” yazılı bir brandanın yanı başından geçerek esmer bir merhabaya uzandı elimiz. Tanıdık bir samimiyete davetti sanki ahşap bir piknik masasına çömelme eylemimiz. Mavi, sarı ya da beyaz ipli kokardımıza yazılınca adımız anladık ki başlıyor öykümüz. Hele ki ismimizin üstü çizilince fosforlu bir kalemle macera başlamış oldu” açıklamasını yaptı.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.