TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Oyuncak aşkına!

İzmir Müzisyenler Derneği Gönüllüleri tarafından hazırlanıp Batman’a götürülecek olan oyuncaklar mülteci çocuklara ulaştırılmayı bekliyor. Gönüllüler sıradaki adresin Cizre ve Sur olduğunu söyledi

Haber Giriş Tarihi: 07.10.2017 08:39
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Oyuncak aşkına!

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

İzmir’de aktif olarak çalışmalarda bulunan İzmir Müzisyenler Derneği, mülteci çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Gönüllüler desteğiyle derneğin atölyesinde hazırlanan oyuncaklar Batman’daki mülteci çocuklara götürülecek. Oyuncak projesinin Batman’la kalmayacağını söyleyen gönüllüler, birkaç yıl öncede Mardin’e otostopla götürülen oyuncakları da hatırlatarak, Cizre ve Sur için de oyuncakların hazırlanmaya başlayacağını söyledi.

AYBÜKE ÖĞRETMENİN OKULUNA SINIF

Dernek kısa bir süre öncede Batman’ın Kozluk İlçesi’nde terör saldırısı sonucu şehit olan müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın’ın görev yaptığı okula müzik sınıfı kurup, kütüphane oluşturdu.

Şenay öğretmenin sınıfı, 12 bağlama, 6 gitar ve 2 kemanın yanı sıra piyano, bateri, bendir, darbuka, ney gibi enstrümanlarla yeniden düzenlendi. Dernek gönüllülerinin verdiği minik konserle Batmanlı öğrencilere anlamlı dakikalar yaşatılmıştı. Ayrıca etkinliğin ardından dernek üyeleri kan ve trombosit bağışı yaparak herkesi bu konuda duyarlılık geliştirmeye davet etmişti.

YÜREKLERİNE DOKUNMAK İSTEDİK

Batman’a oyuncak götürerek kardeşlik köprüsü kurmak istediklerini belirten Dernek Üyesi Meltem Demir, “Mülteci çocuklarımızın yüreklerine, ezgilerine, türkülerine, şarkılarına dokunmak istedik. Onlara yabancı oldukları bu ülkede yalnız olmadıklarını anlatmak istedik. Toplum arasında bir ayrışmaya, kutuplaşmaya yol açan nefret söylemlerini ortadan atmalıyız. Kin ve nefretle değil, sevgiyle birbirimize sarılmalıyız. Bizler aynı zamanda Batmandaki mülteci insanlarla doğrudan temas kurmak, onların duygu ve düşüncelerini, şu süreçte karşı karşıya kaldıkları zorlukları yerinde öğrenmek ve İzmir’e aktarmak üzere etkinliklerimizi gerçekleştirdik ve gerçekleştirmeye de devam ediyoruz. Ne kadar temas ve etkileşim içerisinde olursak, o kadar güçlü bir farkındalık yaratabiliriz” dedi. Meltem Demir, düzenledikleri kampanyaya, farklı illerdeki dernek üyeleri ve gönüllülerinin de destek vereceğini belirterek bu ve benzeri kampanyaların daha da büyümesini arzu etti.

PATLAK BİR TOPUN PEŞİNDE

“Umutlarını, gülüşlerini, ezgilerini çocukların ellerinde yeniden büyütmek ve canlandırmaktır kaygımız” diyen Demir, “Kısa bir süre öncede Batman’a, Şenay öğretmenin okuluna müzik sınıfı ve kütüphane kurmak için gittik. İzmir’de yaşayan ve üniversite okuyan dostlarımız ilk müzik aletlerini ve kitaplarını bizimle paylaştılar bu etkinlik için. Silahların, çatışmaların ve bombaların sustuğu, her coğrafyasında sevgi ve dostluğun, barış ve kardeşliğin çiçeklendiği bir ülke özlemimizle Aybüke Öğretmenimiz şahsında yitirilen tüm canların anısını yaşatmak insani ve vicdani sorumluluğumuzdur. Bunun yanı sıra oyuncak köprüsünü de kurarak ‘aynı kentin çocukları’ diye nitelendirdiğimiz mülteci çocuklarımızı mutlu etmeye çalıştık. Bir gün bahçeye çıktığımda patlak bir topun peşinde oynamaya çabalayan onlarca güleç yüzlü çocuk gördüm. Dillerini bilmediğim savaş yorgunu bu çocuklarla bende oynadım. O anda tüm dünyanın patlak olmayan toplarını hak ettiklerini düşündüm. Ardından böyle bir oyuncak köprüsünün temelini atmaya karar verdik” diye konuştu.

MUTLULUKLARI TARİF EDİLEMEZ

“Mülteci çocukların mutluluğu tarif edilemez” diyen Demir,  “Ayakları yalın, kıyafetleri ince, yüzleri kirli çocuklara dikenli teller ardında hayaller kurdurmayı başaran bu kampanyanın daimi olmasını diliyorum. Kampanya sayesinde din, dil, ırk ayrımı olmadan insanların bir araya gelip umudu büyütebileceği ve başka insanlara ilham olabileceği binlerce insana gösterilsin. Irkçılığın ve ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve kin-nefret-önyargı duvarlarının toplumsal kesimler arasında uçurumları büyüttüğü talihsiz eylemlere, söylemlere, saldırılara tanık oluyoruz nicedir. Bir yandan 5 yaşındaki Suriyeli mülteci çocuk 25 defa kalbinden bıçaklanıyor, öte tarafta mevsimlik Kürt işçilere silahlı saldırı düzenleniyor, çadırda bir kadın yaşamını yitiriyor. Diğer yandan mülteci hamile bir kadın ve 3 yaşındaki çocuğu tecavüz edilerek katlediliyor. Linç vakaları yaşanıyor, inşaat işçilerine saldırılıyor. Sosyal medyada sürekli yalan ve çarpıtma haberlerle mülteciler başta olmak üzere toplumun farklı kesimlerini hedef gösteren ırkçı paylaşımlar yapılıyor. Bunun olumsuz yansımalarına tanık olmanın ayıbını ve utancını yaşıyoruz. Buna karşı bir bariyer örmek, insani ve vicdani bir duyarlılığın sesini yükseltmek üzere her zaman biz bu topraklar, bu ülke, bu dünya hepimizin diyoruz. Kimsenin kimseyi dili, dini, ırkı, cinsiyeti, inancı, giyimi, kimliği, düşüncesi, yaşam tarzı vb. nedeniyle aşağılamaya ve ötekileştirmeye hakkı yoktur.  Birlikte barış içinde yaşayacaksak birbirimizi hazmetmeyi, farklılıklarımızı kabullenmeyi, buna saygı duymayı öğrenmek zorundayız. Bu gibi kampanyalara dahil olup, bir çocuğun yüzünü güldürebiliyorsak bundan ala ibadet mi olur?” ifadelerine yer verdi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.