TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Müziğe taze kan lazım

Metronom Müzik İşletmecisi Sungur İper, enstrüman aletlerinin eskiye oranla artık daha ulaşılabilir durumda olduğunu belirterek müzik piyasanın yeniden canlandırılabilmesi için yeni bir trende daha ihtiyacı olduğunu vurguladı

Haber Giriş Tarihi: 27.05.2018 08:11
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Müziğe taze kan lazım

NİLGÜN TAZE/ÖZEL HABER

1994 yılında İstanbul’dan İzmir’e gelerek caddeye çıkan ilk müzik dükkanlarından bir tanesi olan Metronom Müzik 25 yıldır müzik severlere hizmet ediyor. Daha önce enstrüman ve müzik aksesuarları üzerine ağırlık veren Metronom Müzik bu sıralarda ise ses ve ses sistemleri üzerine çalışmalar yapıyor. Türkiye’de enstrümana olan ilginin azalmasından dolayı son yıllarda ses ve ışık sistemlerine yöneldiklerini söyleyen İper, İzmir’de müziğe olan ilginin yüzde 70 civarında değişmiş durumda olduğunu belirterek, “İzmirli müziği çok sever ve müzik trendlerini de çok yakından takip eder. 1994 yılında İzmir’e geldiğimde büyük bir metal müzik trendi vardı ve insanlar inanılmaz derecede gitar alırlardı. İnsanlar enstrümanlara aç olduğu için günde 4 ile 6 arasında gitar ve anfilerini satarak çok yüksek cirolar yaptık. Elbette dünyadaki konjonktüre bağlı olarak İzmir’de durum böyleydi” dedi. Yan flüt, başlangıç gitar ve son zamanlarda revaç gören evde kayıt sistemlerinin İzmir’de bugünlerde çok talep gören müzik aletleri arasında yer aldığını ifade eden İper şunları söyledi: “Müziği tekrar canlandırabilmek için dünyada tekrar yeni bir trend oluşması gerekiyor. Metallica başta olmak üzere birçok metal grubu dünyaya bir trend sunmuştu. Şimdi daha farklı bir trend gerekiyor. Türkiye’de birçok enstrüman dükkanı olmasına rağmen İstanbul, Ankara, İzmir dışında batı müziği amaçlı enstrüman satışı pek fazla yapılmıyor. Büyükşehirlerde yaşayan gençler üniversiteyi kazandıkları illere giderek oralarda da bir talep oluşturdular. Kalan şehirlerde bağlama, ud gibi Anadolu müziklerinin yapıldığı enstrümanlar talep görüyor.”

TALEP AZ

Türkiye’deki enstrüman satışının İstanbul büyüklüğünde olan Yunanistan’dan daha az olduğunu ve bu durumun Türk toplumunun sanata ne kadar az önem verdiğinin göstergesi olduğunu açıklayan İper, “Nüfus olarak kendimizi en çok enstrüman satılan diğer dünya ülkeleri ile kıyaslarsak toplum olarak müziğe ne kadar az değer verdiğimiz ortaya çıkıyor. Bir ülkenin ekonomik durumu müzikle de doğru orantılı çünkü ülkemizde birçok insanın akşama karnını nasıl doyuracağını düşünürken bir müzik aleti alıp öğrenmeyi düşünebilmesi mümkün değildir” şeklinde konuştu. Son günlerde ülkede dini müzik enstrümanlarına aşırı bir talep olduğunu ve düğünlerde ilahi tarzında müzikler kullanılamaya başlandığı bilgisini veren İper, “İzmir’de ise en çok gitar ve piyano rağbet görüyor. Bunun nedeni ise Çin’in etkisi ile piyano fiyatlarının düşmesi. Çin birçok alanda olduğu gibi enstrümanı da ulaşılabilir kıldı. 2000’li yıllarda Çin ortada yoktu ve sonra tıpkı Japonlar gibi kopyalayıp satmaya başladılar. Klasiklerin çok sattığı yıllarda gitarlar İspanya’dan gelirdi ve fiyatları 200 mark civarında olurdu. Şimdilerde ise Çin sayesinde bu rakam 40 Euro’ya düştü. Saksafon 2500 Euro’dan başlarken şimdi 500 Euro’dan başlıyor” açıklamasını yaptı.

KALİTE FARKI VAR

İper, birçok insanın satın almaya güç yetiremeyeceği müzik aletlerinin Çin sayesinde artık ulaşılabilir durumda olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı. “İspanya ile Çin’in ürettiği enstrümanlarda çok kalite farkı var. İspanya enstrümanını ömür boyu kullanabilirsiniz Çin’i ise en fazla 5 yıl ve çıkardıkları ses kalitesi de tıpkı ömürleri gibidir. Bu durumun tek avantajı enstrüman aletlerinin ulaşılabilir hale gelmesidir. İnsanlar en azından çalmayı arzuladıkları müzik aletlerini çalabilme deneyimi kazanabiliyorlar. Ben küçüklüğümde okuldan çıkar çıkmaz İstanbul’un tek enstrüman dükkanında sergilenen gitarları görebilmek için vapura binerek karşıya geçer o üç gitarı uzun uzun seyrettikten sonra evime dönerdim. Özal’dan sonra ithalatın açılması ile dışardan ürünlerin fazla fazla gelmesi ile çocuklar ve gençler enstrümanlara dokunabilir hale geldi. Olaya bu yönü ile bakıldığında bu bir avantaj haline geliyor.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.