TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kendisi kekemeydi şimdi eğitimini veriyor

17 sene kekemelik problemi yaşadıktan sonra gittiği bir kurs sayesinde konuşması düzelen 32 yaşındaki Serdar Kılınçlar, İzmir’de kekemelik terapisi vermeye başladı. Bugüne kadar kekemelik sorunu yaşayan bin 200 kişiye umut olan Kılıçlar, şimdilerde online kekemelik terapisi vermeye hazırlanıyor

Haber Giriş Tarihi: 27.04.2017 07:08
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kendisi kekemeydi şimdi eğitimini veriyor

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

6 yaşında geçirdiği rahatsızlık sonucu kekeme olan ve 17 yıl boyunca bu rahatsızlığı çektikten sonra gittiği bir kurs sayesinde konuşması düzelen 32 yaşındaki Serdar Kılınçlar, konuşma problemi yaşayan kişilere danışmanlık yapmak amacıyla 2008 yılında İzmir’de Armoni Dil ve Konuşma Merkezi’ni kurdu. Kursta verdiği eğitimlerle şimdiye kadar kekemelikten dolayı sıkıntı yaşayan yaklaşık bin 200 kişiyi kekemelikten kurtaran Kılınçlar, Türkiye genelinde aynı problemi yaşayanlara yardımcı olabilmek için online kekemelik terapisi vererek bir ilke imza atmaya hazırlanıyor. Kekemelik problemi yaşayanların ne hissettiğini çok iyi anladığını söyleyen Kılınçlar, “Kolunuz kırıldığında doktor sizin ne hissettiğinizi bilmek zorunda değildir. Alçıya alır yollar. Kekemelik böyle bir şey değil. Buraya gelen arkadaşların neler hissettiğini ben biliyorum, ben de yaşadım” dedi.

DÖRT ELLE SARILDIM

Pamukkale Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyken İstanbul’da kekemelikle ilgili bir kurs olduğunu duyunca sorununun çözülebileceği umuduyla buraya gittiğini ve daha sonra bu işi yapmaya karar verdiğini anlatan Kılınçlar, “17 yıl boyunca, 23 yaşına kadar ailem birçok kere hastaneye götürdü. Bazen gittiğim yerler kötüydü bazen de ben haylazlık yapıyordum ve söylenenleri uygulamıyordum. 23 yaşında İstanbul’da bir kursa gittim. İnanılmaz hırs yaptım ve çalıştım. Günde 7-8 saat çalışıyordum. Kitap okuyordum, bilgisayardan ritim çalışmaları yapıyordum. Ama çok fazla kitap okuduğumu söyleyebilirim. Ayna, ağız gelişim, solunum-diyafram gibi konuşmayı kontrol altında tutabilme çalışmaları yapıyordum. O sıra makine mühendisliği okuyordum. Konuşmamı düzeltirsem kesinlikle bir konuşma merkezi kuracağım dedim. Konuşmamı düzeltmeden önce burayı açmaya karar vermiştim. Bu yüzden dört elle sarıldım. Her şey yolunda ve mezun olur olmaz burayı açtım” diye konuştu.

EKMEĞİ PARMAKLA GÖSTERİRDİM

Kılınçlar, 17 yıl boyunca kekemelik problemi nedeniyle yaşadığı sıkıntıları şöyle anlatıyor: “Lise 2’inci sınıfta bir kız arkadaşım vardı. O zamanlar Yılmaz Erdoğan’ın Vizontele filmi yeni vizyona girmişti. Kız arkadaşımın isteği ile filmi izlemeye gittik. Sinema ağzına kadar doluydu. Film başladı ve ilk sahnede bir cami hocası vardı ve kekemeydi. Dakka bir gol bir dedim kendi kendime. Sinemadakiler gülmekten yıkıldı ama salonda gülmeyen iki kişi vardı; biri kız arkadaşım diğeri ben. Buna rağmen hiçbir zaman kendimi sosyal yaşamdan alıkoymadım. Ama buraya gelen arkadaşlarımdan dinlediğim hikayeler o kadar felaket ki… Birçoğu bilgisayar karşısında büyümüş. Bırakın kursa gitmeyi, bakkala bile gitmiyorlar. Evet, bu benim de kabusumdu. Ben de fırına gittiğim zaman ekmeği parmakla gösterirdim.”

10 YILDIR BUNLARI YAPIYORUM

Kurstaki eğitimlerin yaklaşık 2,5 ayda sürüyor ancak Kılınçlar, kişilere şu tavsiyelerde bulunuyor: “Eğitimlerle birlikte kekemeliği hapse atıyoruz ama o oradan sürekli kaçmaya çalışıyor. Dolayısıyla bizim hapishane güvenliğini sürekli güncel tutman lazım ki hapisten kaçamasın. Buradaki eğitimler bittikten sonra artık iş bitti anlamına gelmiyor. Onlara diyoruz ki ilk 6 ay boyunca günde 1,5 saat çalışacaksın. Ondan sonraki 6 ay boyunca günde yarım saat çalışacaksın. Ondan sonra ise hayat boyu günde 10 dakika kitap okuyarak o ritmi kendine hatırlatacaksın. Ben eğitim alalı 10 yıl oldu. Ben 10 yıldır her gün yapıyorum.”

ONLİNE KEKEMELİK TERAPİSİ

Konuşması düzelen kişilerde eğitimin ardından büyük bir özgüven geldiğini gözlemleyen Kılınçlar, “İlk geldiklerinde kafaları yerden kalkmıyor, sürekli bacaklarını sallıyorlar ve aşırı kaygılı oluyorlar. Eğitimin ardından ise aşırı bir özgüven geliyor üzerlerine. Polis, asker genelde o meslekleri isteyip de kekeme olduğu için vazgeçen buraya gelip konuşmayı düzeltip sonra polis yaptığımız arkadaşlarımız var” dedi. Türkiye genelinde terapi almak isteyen ama vakit darlığından veya başka sebeplerden eğitimlere katılamayanlar için online kekemelik terapisi vermeye hazırlanan Kılınçlar, şöyle konuştu: “Her ilden çok fazla talep alıyoruz ama Türkiye genelinde şartlar malum. Zamanı ayarlasalar bile maddiyattan dolayı gelemiyorlar. Bir arkadaşım sana bir site kuralım online eğitim ver dedi. Önceden kaydettiğimiz eğitimleri yayınlamayacağız. Birebir karşılıklı ve canlı grup çalışmaları yapacağız. Herkes birbirini görüp duyabiliyor. Onu hazırlıyoruz şimdi. Çok fazla talep var.”

AİLELERE TAVSİYELER

2-6 yaş arasındaki çocukların dil gelişimleri oldukça hızlı ilerlediğini ve bu yaş döneminde yer alan çocukların yüzde 4’ünde ‘Erken Kekemelik Dönemi’ olarak adlandırılan konuşma problemi görüldüğünü kaydeden Kılınçlar, “Bu çocukların yüzde 75’i (4 çocuktan 3 tanesi) sosyal destek sağlandığı ve doğru yaklaşım sergilendiği zaman, problemden kendiliğinden kurtulabilirler. Bu yaş döneminde yapılacak erken tanı ve önleyici müdahale yöntemlerinin de etkili olduğu gözlemlenmiştir. Geriye kalan yüzde 1’lik kısmı ise kekemelik problemini kalıcı olarak yaşamaktadır. Aileler genellikle çocukları kekelemeye başladığında paniğe kapılırlar ve bu panikle yanlış davranışlar sergilerler” dedi.

UYARI YAPMAYIN

Kekemelik problemi yaşayan çocuklar için ailelere tavsiyelerde bulunan Kılınçlar, şunları söyledi: “Çocuklarınız konuşurken onu sanki normal konuşuyormuş gibi sonuna kadar dinleyin. Konuşmasını bölmeyin ve cümlesini onun yerine tamamlamayın. Kesinlikle herhangi bir uyarı yapmayın ve dışarıdan yapılmasına izin vermeyin. Amacımız küçük yaş grubunda olan çocukların konuşma problemlerini fark etmemelerini sağlamaktır. Böylece konuşamıyorum kaygısının oluşması önlenecektir. Konuşamıyorum kaygısı kekemelik problemini kalıcı hale getiren en önemli etkendir. Çocuğunuzun konuşma problemine onun fark edeceği şekilde üzülmek, ‘Yine konuşamadım ve anne babamı üzdüm’ şeklinde algılanacak ve çocuğunuzun konuşamama kaygısını arttıracaktır. Bir diğer konu ise çocuğunuzun konuşmasını eleştirmeniz, alay etmeniz ve cezalar vermenizdir. Bu gibi davranışlarda çocuğunuzun kaygısını arttıracak ve her konuşma başlangıcında, ‘Acaba kekeleyecek miyim?’ sorusunu aklına getirecektir.”

TEDAVİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ

Kekemeliğin iki evresi olduğunu ve her iki evre için de ayrı tedavi yöntemleri kullanıldığını ifade eden Kılınçlar, şu ifadeleri kullandı: “Burada özellikle üzerinde durulması gereken psikolojik temelli herhangi bir kaynağı olup olmadığı ya da yakın çevresindeki kişilerden model alarak konuşma bozukluğunu öğrenip öğrenmediğidir. Eğer konuşma bozukluğunun kaynağı psikolojik temelli bir problemse yani çocukta anksiyete yaratacak herhangi bir durum varsa oyun terapisi ile sorun çözümlenebilmektedir. Tedavi yöntemlerinden bir diğeri ise kekeleyen bireyin konuşmasına bir ritim kazandırmaya dayanmaktadır. Tedavinin gerekliliği olan bu konuşma sisteminde bireylere ilk önce yavaş, ritimli ve akıcı bir konuşma öğretilir. Bireye bağlı olarak değişkenlik gösteren belirli bir süre bu konuşma sistemi pekiştirildikten ve bireyin yaşantı sürecindeki tüm alanlarda uygulayabildiği gözlemlendikten sonra yavaş ve ritimli olan bu konuşma hızı bireyin performansı doğrultusunda aşamalandırılarak normal bir konuşma temposuna geçiş sağlanır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.