KANSERLE DANS EDEN KADIN

E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER

2015 yılında meme kanseri teşhisi konulan 26 yaşındaki Melisa Kaya, verdiği mücadele sonucu hayata tutundu. Eşi, ailesi ve Kanserle Dans Derneği’nin verdiği destekle kanserle mücadele eden Kayalı, 2 yıllık zorlu bir tedavi süreci geçirdi. Manisa’da oturan Kayalı, bulunduğu şehirde onkoloji servisi olmadığı için bir ay boyunca her gün 200 km yol kat ederek İzmir’e gidip geldi. Sağlığına kavuştuktan sonra Kanserle Dans Derneği’nde gönüllü olarak çalışmaya başlayan Kayalı, kanserle mücadele eden kadınların da kendisi gibi hastalığı yenmesi için onlara destek oluyor.

“ÇABUK KABULLENDİM”

Manisa’da yaşayan 26 yaşındaki Melisa Kayalı, meme kanseri ile dans eden her 8 kadından biri. Annesini 18 yıl önce meme kanseri nedeniyle kaybetti. Kendisine ilk teşhis 2 sene önce konuldu. Kayalı, hastalıkla yüzleştiği o anı şöyle anlattı: “İnsan bazı şeyleri hisseder ya bende hissetmiştim ilk doktora gittiğimde. O an, anlayamadığım bir şekilde güçlü ve bir o kadar sakin duruşumla aldım bu haberi. Doktorum, ‘Meme kanserisin’ dediğinde, ‘Peki’ diyebildim sadece. Ve beynimde önüne geçemediğim bir sürü ses, ‘Eşime nasıl söyleyeceğim’ kaygısı dolanmaya başladı. Yine kendimden önce sevdiklerimi düşünüyordum. İç sesimle olan konuşmalarım durmak bilmiyordu. Dedim ki sen güçlüsün, öyle olmak zorundasın. O sadece davetsiz bir misafir geldiği gibi sessizce gidecek. Patoloji sonuçlarım çıktığında, net teşhis kondu ve lokal ileri evre metastatik meme kanseri hastası olduğumu öğrendim. Lenfte metastaz vardı. O gün ağlayamadım, konuşamadım, hissiz ve tepkisizdim. Ama çabuk toparlandım ve kabullendim.”

“KANSER DEĞİL İHMAL ÖLDÜRÜR”

Meme kanserinde erken teşhisin önemine değinen Melisa Kayalı, “Farkındalık demek bilinçlenmek, bilinçlendirmek, düzenli mamografi taramalarına gitmek, bir gün bir ay değil yaşam tarzı haline getirmek, gerekirse arkadaşının elimden tutup mamografiye götürmektir.  25 yaşında meme kanserini göz göre göre kendi ihmallerim yüzünden 3. evreye taşıyıp nice acı, sıkıntılı süreçten geçtim.  Önce saçlarımı kaybettim, sonra kaşlarımı, sonra kirpiklerimi, yeri geldi gücümü, nice geceler uykumu feda ettim. Hayatımdan feragat ettim iyileşebilmek için... Siz bunları yaşamayabilirsiniz. Her ay düzenli elle meme muayenesi, belli süreçlerde mamografi, ultrason takibi kanseri erken yakalamanızı sağlar. İnsanın kendine en güzel ödülü kendini önemsemesidir. Meme kanserini yakalamak sadece ellerimizde… Korkmayın dokunun, vücudunuzu tanıyın, hayatı ertelemeyin. Kanser değil ihmal öldürür” ifadelerini kullandı.

DÖKÜLMESİNİ BEKLEMEDEN KESTİRDİ

8 kür kemoterapi alarak tedaviye başlayan Kayalı, kemoterapi hemşiresinin beline kadar uzanan kıyamadığı saçlarını hemen kesmesi gerektiğini söylemesiyle kendi deyimiyle, tokat yemiş gibi oldu. Kayalı, tedavi sürecinde yaşadıklarını şu ifadelerle aktardı: “Tedavime ilk başladığım zaman tahammülsüz bir insana dönüşmüştüm. Ama benim canım eşim, ailem ve sevgili dostlarım her tavrıma, her halime tahammül edip yanımda oldular. Sonra kendime dönüp bu böyle olmamalı dedim, toparlanıp kendime geldim. Ailemle, dostlarımla önceden nasıl ise öyle vakit geçirmeye çalıştım. Hastalık modundan çıktım. Onları üzmemeliydim. Onlar olmasaydı, bu süreç benim için çok zor olurdu. Yalnız bir insan olmadığım için şükrettim.”

HER GÜN 200 KM YOL

Kemoterapinin ardından sıra ameliyata gelmişti. Öncesinde MR ve pet çekimi yapıldı. Heyecanla beklediği sonuçları eline aldığında büyük bir mutluluk yaşadığını belirten Kayalı, “Tedaviye tam yanıt aldım. İşte bu dedim, ben güçlüydüm ve almam gereken sonucu aldım. Umutlarım tekrardan bahar olmaya başladı. Anlatılamaz yaşanır. Kemoterapiye tam yanıt verdiğim için meme koruyucu ameliyat şansım artmıştı. Gerçi mememin alınıp alınmaması pekte önemli değildi ben sağlığımı geri istiyordum. 4,5 saat süren bir ameliyat ile meme koruyucu cerrahi olarak davetsiz misafirimden kurtulmuş ve metastaz nedeni ile 26 lenfimi aldırmış bulundum. Ameliyat sonrası ilk bir haftam zor geçti sonra normal yaşantıma geri döndüm. Ve sıra radyoterapiye gelmişti. Yaşadığım şehirde onkoloji bölümü olmadığı için sürekli İzmir’e gidip geliyordum. Maraton başlıyordu benim için. 30 gün radyoterapi almama karar verildi. Ve bu 30 gün boyunca her gün 200 km yol gidip geldim, ama yılmadım. Her2 pozitif olduğum için 21 günde bir olmak üzere toplam 17 kür hercepin tedavimi de kısa zaman önce tamamladım. Hormon reseptörlerim pozitif olduğu için de hormonoterapim 5 yıl boyunca devam edecek” diye konuştu.

HAYATA BAKIŞIMI DEĞİŞTİRDİ

Yaşadığı zorlu sürecin ardından kanseri yenmeyi başaran Kayalı, “Kanser öncesinde kendini her şey mükemmel olsun diye yiyip bitiren, kendinden başka herkesi düşünen, yorulmak usanmak bilmeyen sürekli koşuşturan, takıntılı düşünceleri ile hayatı kendine zorlaştıran bir Melisa vardı. Ve hayat bana bunu ağır ödetti. Biraz yavaş ol, kendine değer ver ve zaman ayır dedi. Hayata bakış açımı değiştirmemi sağladı. Kanserin bana bir ceza olduğunu düşünürken bana yeni dostluklar kazandırdı. İnsanların birbirini tanımadan da sevebileceğini gösterdi. Bu hastalıktan sonra daha farklı gözle bakıyorum hayata. Yaşamak güzel, yaşama tutunmaya çalışmak daha da güzel. Bana kattığı dostluklar daha da güzel” ifadelerini kullandı.

KANSER SAVAŞÇISI OLDU

Tedavi sürecinde Kanserle Dans Derneği ile tanışan ve burada yakın dostluklar kuran Kayalı, iyileştikten sonra dernekte gönüllü olarak çalışmaya başladı. Kendi deneyimlerinden yola çıkarak bu zorlu süreçte kadınların yanında olmaya devam edeceğini dile getiren Kayalı, “Her şeyden önce Kanserle Dans Derneği en büyük şansım ve armağanım diyebilirim. Zor zamanımda güzel insanlar öyle bir tuttu ki elimden, bir daha bırakmadılar. Hep beraber el ele kenetlendik. Şuan dernekte gönüllü olarak çalışıyorum. Gücüm yettiğince tüm gönlümle, elimden geldiğince kader arkadaşlarımın yanında olacağım. Kanser bize ne kadar düşman görünse de, onunla iyi geçinip, nasıl o sessiz geldiyse sessizce göndermeli. Moral inanın ki en etkili ilaç, yaşadım ve gördüm. Hayatın tadını an ve an çıkarmalı, kıymetini bilmeliyiz. Zor bir süreç ama gücümüzü gülüşümüzden almamalı, yılmadan kanserle dansa devam etmeliyiz. İnanın ki her kışın bir baharı vardır. Baharı göreceğimiz günler yakın” dedi.