Kansere alabaş şifası

NİLGÜN TAZE / ÖZEL HABER

Gazi Üniversitesi Kimya Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. İbrahim Uslu, kalsiyum, bakır, potasyum, manganez, demir mineralleri ile A, C, K ve B vitaminleri içeren alabaşın en önemli özelliğinin kanser yapıcı hücrelerin oluşmasını önlemek olduğunu söyledi. Alabaş, ayrıca şeker, göz sağlığı, tansiyon, kabızlık ve kalp sağlığına da oldukça iyi gelerek aynı zamanda bağışlık sistemini de güçlendiriyor.

Alabaşın güçlü bir anti-kanser özelliğine sahip glukosinolat bileşiği içerdiğini ve bu bileşiğin kanser hücrelerinin oluşumunu engellediğini açıklayan Uslu, “Glukosinat, bazı sebzelerin koku ve tadından sorumlu olan kükürt bazlı bir bileşiktir ve indol, izotiyosiyanat gibi biyolojik açıdan aktif bileşikler oluşturan kimyasal reaksiyonlardan sorumludur. Bu bileşikler, kanserli hücreleri öldürür. Ağız ve akciğer kanseri riskini önemli ölçüde azaltır. Demir, vücuttaki eritrosit (alyuvar) miktarını artırmaya yardımcı olur. Yeterli miktarda demir alınamaması ve beraberinde alyuvar yoğunluğunun azalmasıyla ortaya çıkan bir hastalık olan anemi, halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı gibi semptomlarla kendini gösterir. Alabaşta ise yüksek oranda demir bulunur. Ayrıca potasyum da içerir, bu iki mineralin birlikteliği anemiyi önlemede oldukça etkilidir” dedi.

GÖZ SAĞLIĞINI KORUYOR

Düzenli olarak tüketilen alabaşın içeriğindeki C vitamini sayesinde vücudun bağışıklık sisteminin güç kazandığını ifade eden Uslu, “C vitamini, demir absorpsiyonuna yardımcı olur ve E vitamininin yenilenmesini sağlar. Düzenli ve sağlıklı beslenmenin önemli getirilerinden biri de görme kabiliyeti üzerinedir. Bu konuda en faydalı vitamin ise A vitaminidir. A vitamini, maküler dejenerasyonun önlenmesine yardımcı olur ve katarakt oluşumunu yavaşlatır ya da tamamen ortadan kaldırır. Bunu, göz içerisindeki serbest radikalleri etkisiz hale getirerek ve oksidatif stresi önleyerek gerçekleştirir. Ayrıca alabaş, sindirildiğinde antioksidan görevi gören karotenler bakımından oldukça zengindir. Aynı zamanda kabızlığı önleyen alabaş, kramp ve şişkinliği azaltmaya ve gastrointestinal sistemin kalitesini iyileştirmeye de yardımcı olur” şeklinde konuştu.

TANSİYON VE KALP SAĞLIĞI

Uslu, alabaşın içerisinde bulunan potasyumun vücudu kan basıncındaki yükselişlerden koruyan bir vazodilatatör görevi üstlendiğini ifade ederek şunları söyledi: “Alabaş, arterlerde ve kan damarlarındaki gerginliği azaltarak yeterli kan akışını sağlar. Yüksek tansiyon veya hipertansiyon, arter duvarlarına karşı kanın uzun süreli kuvvetinin yüksek olması dolayısıyla kalp rahatsızlığı, kalp krizi ve inme gibi durumlara neden olabilen yaygın bir sağlık problemidir. Düzenli olarak alabaş tüketerek bu hastalıkların önüne geçilebilir. Ayrıca alabaşın kandaki şeker oranını düzenlediği ve yemek sonrası glisemiyi baskıladığı düşünülüyor. Bu da şeker hastalarının alabaşı güvenle tüketebilecekleri anlamına gelir. Bu sebze ile ilgili diğer bir bakış açısı ise yüksek oranda su ve lif içerdiği için tüketildiğinde uzun süre tok tutmasıdır. Bu sayede de kilo artışını yavaşlatır.”