TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kalbim Rumeli’de kaldı

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin bu haftaki konuğu öğretmen ve yazar Firdevs Tunçay’dı. Mübadil bir ailenin çocuğu olan Tunçay, yaşadıklarından yola çıkarak “Mübadele ve Göç” konusunu işledi

Haber Giriş Tarihi: 05.12.2017 06:25
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Kalbim Rumeli’de kaldı

SULTAN GÜMÜŞ

Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi’nin konuğu olan eğitimci-yazar Firdevs Tuncay katılımcılara “Mübadele ve Göç” konusunu anlattı. Ailesinin ve kendisinin başından geçenleri aktararak ilerleyen Tunçay, cümlelerinde buram buram Rumeli özlemi çektiğini yansıttı. Mübadelenin bir insanlık dramı olduğunu vurgulayan yazar, ailesine dair fotoğrafları gösterip, hikayelerini anlatırken zaman zaman gözyaşlarına da hakim olamadı.

Evinde sardunyaları eksik etmeyen ve gittiği birçok yere sardunya götüren Tunçay, yine elinde sardunyalarıyla gelmişti. Çünkü kitabında da geçtiği gibi Rumeli sardunyalarla süslenirdi. Mübadele döneminde göç etmek zorunda kalan birçok insan sardunyalarını da alıp gitmiş. Sardunyaları kokladıkça Rumeli’yi hatırlıyormuş acı hikayeleri olan insanlar.

Eskiye dair birçok eşyası olan ve bu eşyalarıyla evini adeta bir müzeye dönüştüren Firdevs Tunçay, ailesinin zorunlu göç öyküsünü ‘Kalbim Rumeli’de Kaldı’ adlı kitaba dönüştürdü. Tunçay, “Çekilen acılar, ayrılıklar bir daha yaşanmasın“ diyerek söze başlıyor. Katılımcılara, “Bir gün sizi; doğup büyüdüğünüz, havasıyla suyuyla yoğrulduğunuz memleketinizden, atalarınızın asırlar boyu yaşadığı topraklardan, çocukluk sevinçlerini ve gençlik heyecanlarını yaşadığınız yerlerden koparıp hiç tanımadığınız bir yere gönderseler neler hissedersiniz?” diye soran Tunçay, “Hiç“ olarak cevaplıyor.

“DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOLCULUK”

Mübadele rüzgarının ata yadigarı topraklarda ‘Son Müslümanlar’ gemilere bindirilip gittikten sonra ancak durduğunu belirten Tunçay şöyle diyor: “Dönüşü olmayan bu yolculukta, binlerce kişi yerini yurdunu, evini barkını, bağını bahçesini zorunlu olarak terk etti. Anılarını, geleneklerini, göreneklerini yüreklerinde saklayıp getirdiler, yaşatmak için. Bahçelerinden kopardıkları sardunyalar umut oldu onlara. Sınır kapıları 50 yıl kapalı kaldı mübadillere. Geldikleri köyleri, kentleri bir daha göremeyen mübadillerin çoğu hasret içinde bu dünyadan ayrıldı. Onlardan geriye bir avuç maziyle bir dal sardunya kaldı.”

Agora AVM’nin sinema salonunda ‘Kısa Film Yarışması’ düzenlendiğini, ‘Kayıp Vatan’ adlı filmde kendi aile öyküsünü anlattığını belirten Firdevs Tunçay , “Rembetiko’nun müziğinde, Türkiye’den Yunanistan’a mübadele yoluyla gitmek zorunda kalan Ortodoks Rumları anılır. Memleketinden ayrılmak, yabanda kocamak. İki yerde de yabancı olmak. Ne zaman mübadele sözcüğünü duysam içim sızlar. Mübadele’nin acısını çekmiş, yoksunluklarına katlanmış mübadil bir ailenin çocuğuyum çünkü. Rumeli asıllıdır ailem. Selanik Bölgesi’nin şirin bir liman kenti Kavala’da nesiller boyu yaşayan anne tarafım, 1924’te mübadele yoluyla Türkiye’ye göçmek zorunda kaldı. İzmir’in ilçesi Ödemiş’e yerleştirildiler. İnsanların zorunluluklar sonucu doğup büyüdükleri yerlerden göç etmeleri, yaşamlarında tamiri mümkün olmayan hasarlara yol açıyor. Ben, bu duruma ailemin ve aile büyüklerimin yaşantılarında tanık oldum. Onlar, geldikleri yerlerden ‘Memleket’ diye söz ederlerdi ve ‘Memleket Özlemi’ yüreklerinde, sönmez bir ateş gibi için için yanardı. Anavatana uyum sağlamaya çalışsalar da kalpleri Rumeli’de kalmıştı” dedi.

“GERİYE SADECE TÜRKÜLER KALDI”

Rumeli Türklerinin göçten öte bir de mübadeleyi yaşadıklarına değinen Fidevs Tunçay,  “Eşyaların değiş tokuşu bir şekilde anlaşılır da insanların değiş tokuşu nasıl anlatılır? Günümüzden 91 yıl öncesinde İsviçre’nin Lozan kentinde aylar süren görüşmelerden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Yunan Hükümeti arasında Mübadele Sözleşmesi ve Protokolü imzalandı. Mübadele din temelliydi. Protokole göre Yunanistan’da yerleşik Yunan uyruklu Müslümanlar Türkiye’ye, Türkiye’de yerleşik Osmanlı uyruklu Ortodoks-Rumlar Yunanistan’a göç ettirildi. Bu insanlar, kendilerine sorulmadan köksüz bir ağaç gibi sökülüp atıldılar. Mübadeleye tabi tutulanlar; evlerini, yüzlerce yıldır ekip biçtikleri topraklarını, ekmek parası kazandıkları işyerlerini, ibadet ettikleri kutsal mekânlarını, sevdiklerinin mezarlarını geride bıraktılar. Limanlarda, tren istasyonlarında kurulan çadırlarda haftalarca, aylarca beklediler. Yolcu taşımaya elverişli olmayan gemilerle iki ülke arasında günler, haftalar, aylar süren yolculuklar yaptılar. Bu uzun ve zahmetli yolculuk sırasında kaybettiklerinin ölülerini denize verdiler. Yetersiz beslenmeden ve kötü fiziki koşullardan dolayı hastalanarak ölenler oldu. Aileler dağıldı. Yeni vatanlarında uzun süre uyum güçlüğü çektiler. İki yerde de yabancı oldular. Göz ağrımız Rumeli’den bize, Trakya dediğimiz kesimle güzelim Rumeli türküleri hatıra kaldı” diye konuştu.

Vardar Ovası şarkısını yinelerken gözleri dolan Tunçay, “Vardar Ovası adlı parçada hiç görmediğimiz yerler hala burnumuzun direğini sızlatır. Maya Dağ’dan kalkan kazlar / Al topuklu beyaz kızlar / Yârimin yüreği sızlar / Eğlenemem, aldanamam / Ben bu yerlerde duramam” sözlerini kullandı.

Tunçay, mübadele dışı bırakılan Batı Trakya’nın İskeçe şehrinde yüzyıllardır yaşayan baba tarafının 1927’de, Yunan Hükümeti’nin baskısından ve çetelerin mezaliminden kurtulabilmek için her şeylerini geride bırakıp canları pahasına kaçarak anavatana geldikleri bilgisini paylaşıyor. Yazar, iki katlı taş konakların, kapıda bekleyen siyah Ford arabaların, faytonların boynu bükük kaldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Anavatana ayak bastıklarında eğilip toprağı saygıyla öptüler. Zahmetli günlerden sonra, Küçük Menderes Ovası’nda İzmir’in Ödemiş ilçesine yerleştiler. Geldikleri yerleri hep özlemle andılar. Mübadillerin çektiği acıları onlar da yaşaılar. Varlıklı bir hayattan sonra, Ödemiş’te iki göz odalı kira evlerinde geçti ömürleri. Ne dram değil mi?”

SARDUNYA KOKAN TOPRAKLAR

Tunçay, bütün bu çilelerden sonra Türkiye’nin kentlerine, kasabalarına, köylerine yerleştirilen Rumeli insanının, en büyük mübadil Mustafa Kemal Atatürk ile hemşehri olmaktan onur duyduğuna dikkat çekiyor. Tunçay, mübadillerin, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve bütünlüğüne dört elle sarıldıklarına değinerek,“Memleketleri Rumeli, anavatanları ise Türkiye’dir” diyor.

Çocukluğundan itibaren belleğinde yer eden ailesinin tüm bu anılarını “Kalbim Rumeli’de Kaldı” adını verdiği kitaba dönüştüren Tunçay, sözlerini şöyle noktalıyor: “Kalbimi beş parçaya bölüp her bir parçasına ‘Sardunya Kokan Toprakların Öyküleri’ni yerleştirdim. Kitabımı, doğdukları toprakları bir daha göremeden bu dünyadan göçüp giden tüm mübadillere adıyorum. Çekilen acılar bir daha yaşanmasın.”

Sunum sonrasında Tunçay’ın “Kalbim Rumeli’de Kaldı” kitabı katılımcılar tarafından imzalatıldı, fotoğraflar çekildi.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.