TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gerçek bir yaşam öyküsü

Yönetmenliğini Garth Davis’in yaptığı, 6 dalda Oscar adaylığı kazanan Saroo Brierley'nin gerçek öyküsünden uyarlanan Lion, 30 Ağustos saat 21:00’de Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gösterime girecek

Haber Giriş Tarihi: 21.08.2017 07:32
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Gerçek bir yaşam öyküsü

NİLGÜN TAZE

Hindistan’da yanlış trene bindiği için kaybolduktan sonra ailesini bir daha bulamayan sekiz yaşındaki Saroo (Sunny Pawar) evsiz kalınca yardımsever Avustralyalı çift Sue (Nicole Kidman) ve John Brierley (David Wenham) tarafından evlat edinilir. Peki bu çift Saroo sırf Hintli ve kahverengi derili olduğu için ona evlerini açmasalardı bu çocuğa ne olacaktı?

Avustralya’lı televizyon yönetmeni Garth Davis’in ilk uzun metraj eforunu temsil eden, olağanüstü gerçek bir hikayeden uyarlanmış olan Lion, sanki iki ayrı, fakat eşit oranda etkileyici filmi peş peşe izliyormuşuz izlenimini veriyor. Filmin ilk yarısı, genel sinema seyircisinin Selam Bombay veya Slumdog Millionaire gibi yapımlardan tanıyacağı, Hintli evsiz çocukların zor yaşamlarını betimleyen bir drama oluşturuyor. Lion’ın pazarlaması, tabi ki Nicole Kidman ve Dev Patel gibi yıldızlara odaklanıyor, fakat ilk yarı boyunca bu isimleri görmektense çocuk Saroo’nun hikayesini Hindistan’ın muazzam doğal manzaralarından tamamen avantajlanan bir sinematografi ve ünlü olmayan küçük oyuncuların doğal performanslarından haz alan bir biçimde sunuluyor.

KAYBOLUŞ HİKAYESİ

Davis, sırf Kidman ve Patel’e daha erken gelelim diye zaman içinde ileri geri zıplayan bir hikaye yaklaşımını tercih edebilirdi. Fakat sürenin neredeyse ilk bir saatini tamamen lineer bir biçimde anlatması yerinde bir seçim olmuş. Bu şekilde aralarında çocuk fahişe satıcıları da olmak üzere bin bir türlü tehlikeden kaçan Saroo’nun yanlızlık ve korku dolu hikayesini tamamıyla sübjektif bir biçimde yaşayabiliyoruz ve bu yaklaşım karaktere olan empatimizi güçlendiriyor. Bu sahneler sırasında Davis, Saroo’nun kocaman kalabalıklar arasında yalnız olduğunu gösterdiği uzun kadrajlarla Hindistan’daki ve bir bakıma dünyadaki milyonlarca evsiz çocuğun hiçbir şekilde umursanmadığını sinemanın görsel dili ile ustalıkla aktarıyor.

GÖRSEL ANLATIMIN GÜCÜ

Yirmi yıl sonra yetişkin yaşına gelmiş Saroo’nun (Dev Patel) Hindistan’daki ailesini bulmak için elinden geleni yapmasına odaklanan filmde ilk başta Saroo, Sue ve John’u ebeveynleri olarak kabul etmiş, eski hayatıyla pek ilgilenmeyen biri gibi görünüyor. Fakat gittiği otelcilik okulunda tanıştığı Hintli öğrencilerle arkadaş olmaya başlayınca biyolojik ailesi hakkındaki anıları geri gelmeye başlıyor. Saroo’nun bir Hint tatlısı aracılığıyla anılarını canlandırdığı sahne, sinemada en basit görsel anlatımın bile ne kadar duygusal bir biçimde etkileyici olabileceğini bir kere daha kanıtlıyor.

SEVGİNİN GÜCÜ

Saroo, interneti kullanarak ailesinin yaşadığı kasabayı bulmaya çalışır. Luke Davies’in yazdığı senaryo, ikinci yarıda Saroo’nun ailesini bulmak için edindiği teknik yaklaşıma odaklanan kuru bir prosedürel yaratabilirdi, fakat bunun yerine Saroo’nun Avustralya’lı ailesini yok saymaya başlaması yüzünden çektiği iç çatışmaya odaklanarak ‘gerçek aile’ kavramının ne olduğunu karakter bazlı bir biçimde inceliyor. Nicole Kidman’ın neden halen dünyanın en yetenekli aktrislerinden biri olduğunu tekrar gösteren bir monolog sırasında Sue, Saroo’ya kendi bakış açısıyla sevginin ve ailenin ne anlama geldiğini anlatıyor. Bu sahnenin hayata kapalı sınırlar ve korku dolu bir tribalizm ile bakan insanlar için uyarlandığı ise açık bir şekilde görünüyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.