TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Finansallaşmaya karşı girişim fonu

Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul, aşırı finansallaşmaya karşı girişim fonunun son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Girişim Fonu’nun yaptığı şey sermaye yatırımıdır. Borç ya da kredi vermek, teminat almak şeklinde klasik bir yapı değil” dedi

Haber Giriş Tarihi: 21.09.2017 07:45
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Finansallaşmaya karşı girişim fonu

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN

Türkiye Girişim Sermayesi Meclisi’nin yatırım almakla ilgilenen şirketlerle bir araya geldiği ‘Girişim Sermayesi İzmir Buluşması’ Hilton Oteli’nde yapıldı. Toplantıya Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Güleç, İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Korkmaz ve şirket temsilcileri katıldı. Gaziantep ve Konya’nın ardından İzmir’de gerçekleştirilen toplantıda, İzmir’in yüksek potansiyelli şirketleriyle, Türkiye’deki girişim sermayesi fonları bir araya geldi.

KREDİ BORÇ DÖNGÜSÜ

Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanlığı Ekonomi İzleme Koordinasyon Başkanı Hakan Yurdakul, 90’lı yıllarda finans sektörünün reel sektörden yarışmaya başladığını anlattı. Temel görevi reel sektörü desteklemek olan finans sektörünün bağımsız bir sektör olmaya başladığını belirterek, “Sonuçta aşırı finansallaşma oluştu. Finans sektörü reel sektörün kar edip etmediğine bakmaksızın kar etmeye başladı ya da reel sektörün yükselişine bakmadan geri çekilerek bocalamasına ve sonunda düşüşe geçmesine neden oldu. Bu toplantıda bir kredi borç döngüsünden bahsedilmeyecek. Sizinle birlikte var olan, sizinle birlikte kazanan ya da kaybeden bir modelden bahsedilecek. Bu bütün dünyada maruz kalınan aşırı finansallaşmaya karşı bir cevap olarak son derece önemli. Çünkü Girişim Fonunun yaptığı şey sermaye yatırımı. Borç ya da kredi vermek, teminat almak şeklinde klasik bir yapı değil. Döngüleri sizinle eş güdümlü” dedi.

DAHA İYİ PLANLAMA SAĞLIYORUZ

Türkiye Girişim Sermayesi Meclis Başkanı Göktekin Dinçerler ise değer yaratmaya katalizör olduklarını belirterek, “Sermaye yatırımcısı olarak bir şirketin hem artısına hem de eksisine ortak oluyoruz. İyi bir şirketin daha iyi yönetilmesine, daha kurumsallaşmasın yönelik adımlar atılmasını, daha iyi planlama yapılmasını sağlıyoruz. Yeni iş alanlarına yeni pazarlara girilmesini sağlıyoruz. Aile şirketlerinin kurumsallığa geçişlerinde katalizör olabiliyoruz. Birkaç değişik açıdan girişim sermayesini farklı alanlarda şirketinizin büyümesine, gelişmesine, ortaklık yapısının gelişmesine katkı koyuyoruz. Kar eden şirketlere de kar potansiyeli olan şirketlere de yatırım yapıyoruz” diye konuştu.

YATIRIMLAR ŞEKİL DEĞİŞTİRİYOR

Uluslararası doğrudan yatırımın şekil değiştirmeye başladığını belirten Ender Yorgancılar, “Artık önemi her geçen gün artan yeni bir yatırım türünü, girişim sermayesi fonlarının yatırımlarını konuşmaya başladık. Girişim sermayesi fonları şirketlerden hisse satın alarak, şirketlerin geleceğine ortak oluyorlar. Fonlar, yatırım yaptıkları şirketlere sermayeyle birlikte know-how da sağlıyorlar, yeni pazarlar buluyorlar ve bu şirketleri kurumsallaştırıyorlar. Dünyanın en büyük şirketleri listesinde, ilk 20 ekonomi arasında olan ülkemizden sadece 1 şirket bulunmaktadır. Küresel markalar listesindeki durumumuz da farklı değildir. Türkiye’nin orta gelirli ülkeler grubundan çıkıp, yüksek gelirli bir ülke haline gelebilmesi için küresel şirketlerinin sayısını arttırması gerekmektedir. Girişim sermayesi fonlarının yatırım yaptıkları şirketlerin sayısı arttıkça, Türkiye’den küresel markaların çıkma ihtimali de yükselecektir” dedi.

GİRİŞİMCİLER YALNIZ DEĞİL

Girişimciliğin yükselen bir trend olsa da aslında ticaretin varoluşundan bu yana olan bir kavram olduğunu belirten Cüneyt Güleç, “İş kurma, tutundurma, büyütme, pazarlama ve satış gibi birçok süreci kapsaması; girişimciliğe geniş bir pencereden bakmayı gerektiriyor. Ülkemizde işletmelerin büyük kısmının KOBİ niteliğinde olmasına rağmen, yarattıkları katma değerin toplam katma değere katkısı düşük. KOBİ’lerin, küresel rekabet ortamında ayakta kalabilmeleri için önünü açacak adımların atılması gerekiyor. Çünkü KOBİ’ler çoğu zaman sınırlı ve yetersiz sermaye ile kuruluyor. Günümüzde bilgiye ulaşmanın kolaylaşması ile birlikte dünyayı izleyen gençler heyecanla iş fikirlerini hayata geçirmek, girişimci olmak istiyor. Girişimcilere kamu-özel sektör kaynaklı destekler artıyor. Melek yatırımcılar, fon şirketleri yatırım yapmak için iyi projeleri kovalıyor. Kısaca, girişimciler artık yalnız kalmıyor” dedi.

İZMİR’İN GİRİŞİMCİ FONLARINA İLAÇ OLACAK

Ercan Korkmaz ise Türkiye’nin kendi sektörlerinde başarı hikayelerine imza atan önemli şirketlerinin büyük bir bölümünün, girişim sermayesi fonlarından yatırım almış olmalarının, İzmir’deki geleceği parlak yatırım ve şirketlere de büyük bir umut olduğunu belirterek, “Girişim Sermayesi Fonlarının Anadolu’ya açılmasıyla 2 yıl içinde 1 milyar dolarlık fonun Anadolu’daki şirketlerle buluşacak olmasını şehrimiz adına büyük bir fırsat olarak görüyorum. O nedenle İzmir’in girişimci ruhuna bu fonların ilaç gibi geleceğini, destek bekleyen fikirlerin, girişimlerin doğru denize dökülmelerini sağlayacağına inanıyorum” dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.