TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Emeklilik üretmeye ‘engel’ değil

Türkiye’de olmayan gemi ve teknelerin planlarını araştırıp bularak birebir modellerini yapan Emekli Öğretim Üyesi Adil Koruyan, emekli olduktan sonra da hayatın devam ettiğini belirterek, “İnsanlar emekli olduktan sonra da üretmeye devam etmeli” dedi

Haber Giriş Tarihi: 08.10.2017 09:21
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Emeklilik üretmeye ‘engel’ değil

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN ÖZEL HABER

İzmir’de yaşayan Emekli Öğretim Üyesi Adil Koruyan, emekli olduktan sonra kendisine evde oturmayı yakıştıramadı. Emekli olduktan sonra işten emekli olduğunu ancak hayattan emekli olmadığını düşünen Emekli Öğretim Üyesi Koruyan, birebir gerçek planlarına sadık kalarak Türk Tarihi’nde denizlerde kullanılan gemi ve teknelerin modelini yapmaya başladı.

MÜZELERE BAĞIŞ

Kışın İzmir merkezde, yazları ise Foça’daki evinde bu işi için hobi odası oluşturan Emekli Öğretim Üyesi Koruyan, bu zamana kadar 67 parça gemi ve tekne yapmayı başardı. Yaptıklarını, kendisinden sonra gelecekler için kaynak oluşturması ve ilham vermesi için çeşitli müzelere bağışlayan Emekli Öğretim Üyesi Koruyan, yurtdışından bulup getirdiği planlar ile yaptığı eserler ile adeta bir müzeye tek başına yetecek kadar gemi modeli yapmayı başardı. Gemi modellerini nasıl yaptığını, bu işe nasıl başladığını, gemilerin yapılış sürecini gazetemize anlatan Emekli Öğretim Üyesi Adil Koruyan ile Türk ve Osmanlı Donanması’nın tarihine doğru bir yolculuk yaptık.

TEKNELERİN TARİHİNİ İNCELEDİM

Öncelikle 2013 yılında üniversiteden emekli olduktan sonra bu işe hobi olarak başladığını belirten Koruyan, “Sanata karşı elim yatkın fakat üniversitenin akademik yönü ve araştırmacı yönü bütün bunları yaparken beni etkiledi. Her bir teknenin tarihini incelemeye başladım. Burada birebir sergilediğim bütün tekne ve kayıkların planları İspanya ve Fransa’da. Burada sergilediğim Türk teknelerinin planları İstanbul’daki askeri müzede bile yok. Bunu da gördüğüm için bilinçli olarak planları araştırmaya devam ettim. 18. ve 19. yüzyılda motorun olmadığı dönemlerde gerek balıkçılığı gerekse kıyı taşımacılığını insanlar nasıl yapıyorlar diye inceledim. Her yörenin ve ülkenin kendine özgü yelkenli gemi çeşitleri var onları burada sergileyip göstermeye çalıştım” dedi.

BİR MALZEME 7 KEZ ELİMDEN GEÇTİ

Her bir teknenin yapılış süresinin farklı olduğuna dikkat çeken Koruyan, “Gemilerin yapım süreci; geminin teknik özelliğinden, kullandığım ağacın malzemesinden bir de benden kaynaklanıyor. Belli bir süre yapıp ondan sonra bıraktığım da oluyor, bir ayda bitirdiğim de oldu, altı ay süren çalışma da oldu. Size şöyle basit bir örnek verirsem; bir kadırgada 48 tane kürek var. Bir tanesini 7 kez elimden geçirdim. Önce kesiyorsunuz, ondan sonra zımparayla yuvarlatıyorsunuz, daha sonra boyaması felan derken bayağı uzun bir işlemden geçiyor” diye konuştu.

KADIRGADAN BAŞKA BİLİNEN GEMİ YOK

Türkiye’de bu tip çalışmaların yapılması gerektiğinin altın çizen Koruyan, “Bu çalışmaları yaparken karşıma çıkan bir olgudan bahsetmek istiyorum. Piri Reis’in Kitab-ı Bahriye kitabını okudum. O kitapta Osmanlı Donanması’nda 27 tip parça kadırga olduğundan bahsediyor. Bu gemilerin hepsi ile ilgili enleri, boyları, kaç kürek taşıdığı, kaç top taşıdığı, yelken ebatları, Piri Reis’in kitabında yazıyor. Fakat şu anda Türkiye’nin elinde bu gemiler ile ilgili hiçbir resim yok. Foça Donanma Komutanı’na bile dedim bana 27 parça gemiden hangisinin hangisi olduğunu gösterin dedim o da bilmiyor. Bir tek Kadırga biliniyor.İspanya’da ve Fransa’da 1700’lü yıllara ait Osmanlılara ait gemilerin çizimleri var. Bugün Yunanistan’da adalara gidiyorsunuz en küçük Yunan adasında bile müze var. Ancak İzmir’de denizcilik ile ilgili bir müze yok. Bir tek Arkas’ınmüzesinde yabancı gemiler var. Yabancı gemileri koymasınlar demiyorum. Onları da sergilesinler ancak bize ait olanların da bulunup sergilenmesi gerekiyor. Zaten bu gemi modellerini yapmamdaki amaçta acaba bir katkı sağlar mıyım düşüncesidir onun haricinde bir düşüncem yok. Sergimi Ege Bölgesi Sanayi Odası’nda açtım. Bir tane kadırgayı da sergilenmesi için EBSO’ya bırakacağım. İnsanlar gelsinler ve görsünler” şeklinde konuştu.

İNSAN BİR ŞEYLER ÜRETMELİ

Koruyan, çalışma hayatı devam ederken de bu tip gemi modellerini oğlu ile hobi amaçlı yapmayı denediklerini belirterek, “İlk başladığım yıllarda oğlum 13-14 yaşındaydı. Onların plastik kitleri vardı. Onunla birlikte boyayıp yapıyorduk. Daha sonra ahşap alıp onları yaptık. Şimdilerde ise planları alıp yapıyorum. Evde bir tane oda bana ait. Yazlık evimin olduğu Foça’da daha rahat üretim yapıyorum. Bütün emeklilere bunu öneririm. Bunu derken illa gemi modeli yapsınlar demiyorum. Bir insan 30 yıl boyunca çalışıyor bir fiil işe gidip geliyor. Bu insanın ne bir kahve kültürü ne de bir oyun kültürü yoksa ne de çalıştığı kurumun dışında bir arkadaş kitlesi yok ise o kişi benim nazarımda ölür. O kişinin birşeyler üretmesi lazım. Emekli olduktan sonra bile birşeyler üretmeli insan. Hadi kitap okuyalım diyelim kitabı nereye kadar okursun ki. Birşeyi yaratıyorsun ve o tek. Yaptığım bir geminin ikincisini yaptığımda aynısı olmaz. Çoğu kimse bunu oyuncak olarak alır. Ancak bu oyuncak değil maket modeldir. Kullandığım malzemeleri hobi malzemesi satan yerlerden alıyorum. Ama bazı malzemeleri de marangozdan alıp kıl testeresi ile kendim keserim ve şekil veririm. Burada yaratıcı olmak çok önemli. Her ay bijuteri satan yerlerden de malzeme temini yapabiliyorum. Bir tane yapıyorsunuz ve o size ait oluyor” ifadelerini kullandı.

MODELCİLİK MAKETÇİLİK DEĞİLDİR

Daha önce Foça’da da bir sergi açtığını ve ikinci sergisini EBSO’da açtığına değinen Koruyan, “Evde olan daha çok fazla gemi var. Buraya sadece buraya uygun olanları getirdim. Şu ana kadar 67 parça gemi ve tekne yaptım. Planını bulabildiğimi yapabiliyorum. Modelcilik maketçilik değildir. Birebir ölçek yapmak zorundasınız. Bir keresinde İstanbul Deniz Müzesi’nde bir ressamın yaptığı resme göre bir kadırga da yaptım. Resimdeki ölçeklendirmeye göre yaptım. Resme birebir uydurmaya çalıştım. O tek oldu. Onun haricinde planlarına ulaşamadığım gemi ve teknelerin modellerini yapmıyorum” dedi.

YARIŞMALAR BİLE YANLIŞ İSİMLE DÜZENLENDİ

Dört sene önce bir üniversite ve derneğinUNESCO Piri Reis’in 500’üncü yıl kutlamasında Osmanlı Donanması’nda o zaman kullanılan kadırga ve kalyonlar model yarışması düzenlediğini ancak yanlış bir durum olduğunu fark ederek onları uyardığını belirten Koruyan, “Gittim derneğe aynen şunları söyledim:‘Piri Reis zamanında Osmanlı donanmasında kalyon yok sadece kadırga var. Kalyon girmedi Osmanlı Donanmasına. Onları Fransızlar kullanıyordu. Sadece Barbaros Hayrettin Paşa’dan sonra kalyona benzeyen 3 tane Göke diye gemi yapıldı. Onlar da Kızıldeniz’de battı. Uzun yıllar da bir daha yapılmadı. Kalyon 17. yüzyıl ve 18. yüzyılda Osmanlı Donanması’na girdi.’Bunu söylememe rağmen uyarım dikkate alınmadı. Yarışmada birinci olan kadırganın adı ise Sultan Kadırgasıydı. Osmanlı’da Sultan Kadırgası da yok. Sultan Kayığı Haliç’te kullanılmak için yapılmıştır. Onlar kadırga olarak adlandırılmaz” diye konuştu.

MODELLERİ PARAYLA SATMIYORUM

Şimdiye kadar para ile bir tane satmadığını ifade eden Koruyan, “Kadrini bilenlere bir amaç ve hizmet için hediye ederim. Bir tanesini Deniz müzesine hediye ettim. Bir de EBSO’ya. İsteyene satarım ancak buradan alacak kişi hangi amaçla alacağını söylesin gönlüm el vermezse o kişiye de satmam. Bir Deniz lisesinde sergilemek isteyene bağışlarım. LucienArkas’ın Bornova’da bir tane kişisel deniz müzesi var. Bana LucienArkas’ın adamı gelsin. Sana 100 bin TL veririm desin yine satmam. Neden satmadığımı da söyleyeyim. Bundan iki yıl önce Arkas Holding’in Halkla İlişkiler Departmanına bir yazı yazdım yaptığım modellerin fotoğraflarını da attım. Ne yazık ki geri dönüş bile olmadı. LucienArkas’ın kendisi de gelse aynı şeyi ona da söylerim” dedi.

EZBERE İŞ YAPILIYOR

Koruyan, amatör olarak gemi modelleri yaptığını ancak yaptığı kadırga ile denizcilikle uğraşan bir derneğin araştırma yapmadan alay ettiğini belirterek, “Bir kadırga yaptım onunla alay ettiler. Piri Reis’in kitabını açıp onlara okudum. Payitahtın şehzadelerin sünnet ve nişan törenlerinde Osmanlı Donanması’na ait kadırgaların bazılarının gövde ve direkleri kırmızıya boyanır, Haliç’ten geçiş yaparlar sözünü onlara okuyup hatırlattım. Ezbere iş yapıyorlar. Bilim insanı olmam beni objektif olmamı gerektirir. Biri benim hatamı bulup söylesin bende ondan özür dilerim. Onlar doğru biliyor bildiklerini yapsınlar. Karınca kararınca bir katkı yapıyorum.Bundan sonrası için planlar elime geçerse yapmaya devam ederim. Aralarında elimde çıkardığım modeller de olsa tekrar yine yaparım” ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.