TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Deniz hasreti son bulacak  

İzmir’de dünyaya gözlerini açtıktan 6 ay sonra lösemi teşhisi konulan 3 yaşındaki Ayaz bebeğin deniz hasreti son buluyor. Yıllardır tek gördüğü şey hastane odası, doktor ve hemşireler olan Ayaz için uygun donör sonunda bulundu

Haber Giriş Tarihi: 17.12.2017 07:55
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
Deniz hasreti son bulacak   

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER

 İzmir’in Karabağlar İlçesi’nde yaşayan Gülümser- Can Gök çiftinin çocukları lösemi hastası 3 yaşındaki Ayaz, ilik nakli olmayı bekliyordu. Deniz hayali kuran minik Ayaz’ın yaşaması için 7 ay içerisinde ilik nakli yapılmalıydı. Ayaz için yardımlar çığ gibi büyürken yardımsever Cansu Başar ve Berrin Güner tarafından da sosyal medya üzerinden çağrılar yapıldı. Birçok sanatçının da videolarla destek verdiği Ayaz bebek için Optimumda etkinlikler düzenlendi ve sonunda Ayaz bebek ile ailesinin çaresiz çırpınışları sonuç verdi. Yıllardır hastane odası, doktor ve hemşireler dışında pek bir şey göremeyen Ayaz, özlemini çektiği ancak hiç göremediği denize kavuşabilecek. Kendisine uygun donör bulunan Ayaz 8 Ocak’ta ameliyat edilecek.

MİNİK BEDENLER İLİK BEKLİYOR

Mutluluğunu bizlerle paylaşan anne Gülümser Gök, şöyle konuştu: “Ayaz için kök hücre bağışı yapılmalıydı. Çok şükür ki yapılan bağışlar sonrasında uygun ilik bulundu. Ayaz, kemoterapi tedavisi gördüğü için şu an değerlerinin düzelmesi bekleniyor. Düzelmesinden hemen sonra tahmini tarih 8 Ocak gibi nakil işlemi yapılacak ve sağlığına kavuşacak inşallah. Kim tarafından verildiğini bilmiyoruz. Bu tarz bilgiler gizli tutuluyor çünkü. Her kim verdiyse Allah binlerce kez razı olsun.”

Uygun donörün önceden bulunduğunu ancak verecek kişi tarafından sonradan vazgeçildiğini kaydeden Gök, “Yurt dışında ABD’ de bir donör bulunmuştu. Yüzde 60 uyumlu olduğu için doktorumuz tedavi için yeterli olmadığını söylemişti. Yurt içinde de yüzde yüz uyumlu bir donör bulundu. Ancak onun da korktuğu için vermekten vazgeçtiğini öğrendik. İnsanlarımızın da duyarlı olmasını istiyoruz. Ne kadar çok bağış olursa o kadar çok hayat kurtulur. İnsanlar bunu zor bir ameliyat gibi düşünüyorlar. Hayır. Kızılay’a nasıl kan bağışı yapılıyorsa, bu şekilde de kan veriyorlar. Eğer uygunsa kök hücreleri hasta olan kişilere kan naklediliyor. Herkesten duyarlı olmalarını bekliyorum. Çünkü minik bedenler yaşamak için ilik nakli bekliyor. Kemoterapi bu minik bedenler için çok ağır oluyor. Ben bir anne olarak oğlumun yaşaması için çok çırpındım. Şükür, çırpınışlarım çözüm buldu. Bağış konusunda korkmayalım, duyarlı olalım. Ne kadar çok duyarlı olursak, o kadar çok can kurtulur” diye konuştu.

EVLADINI KAYBETME KORKUSU…

Uzun süredir hastane odalarında kalan oğlunun başlıca sıkıntılarından da bahseden anne Gök, “Oğlum uzun süredir hastane odalarında kalıyor, dışarıya çıkamıyor. Sürekli temiz bir ortamda durması gerekiyor, dış ortamdan gelebilecek virüs ve mikroplardan korumaya çalışıyoruz. En ufak bir grip virüsünün tekrar akciğerlerde enfeksiyon oluşturması, çocuğun tedaviye geç cevap vermesi gibi sorunlar oluşturabiliyor. Neyin, nasıl gideceğini bilmediğimiz bir süreç. Çok özen ve dikkat gerektiriyordu. Tamamen izole bir ortamda, koridora çıkmanın bile yasak olduğu hijyenodaklı bir ortamda kaldık. Bu süreç hayatımız için çok zordu. Ayaz’ın hastalığını, değişimlerini izlemek hiç kolay olmadı. Yaşadığı fiziksel değişikliklerden bahsetmiyorum bile. Evladını kaybetme korkusunu tarif edemem. Her günümüz Ayaz’ın ertesi gün gözlerini açmasına şükretmekle geçti. Ama inşallah yakın bir zamanda evimizde olacağız. İnsanların kendi evlerinde uyandıkları rutin bir gün bizim için şu an tarif edilemez bir ödül” cümlelerine yer verdi.

KORKMAYIN!

Uzun süre kaldıkları hastaneyi de özleyeceklerini ancak sık sık oraya gidip Ayaz gibi kemoterapi gören çocukları ziyaret edeceklerini belirten Gök, kemoterapi gören kişilerin ailelerine de “Korkmayın” mesajı verdi. Gök, “Ancak Ayaz, ciddi anlamda iyi ayak uydurdu ve buradaki şahane ekiple çok güzel bir uyum yakaladık. Bu ekibi ve tanıştığımız hastaları sık sık ziyaret edeceğiz. Bundan sonra hastaneye Ayaz’ın sağlık durumu nedeniyle gelmeyeceğiz. Bu sıkıntıyı yaşayan aile ve çocuklara destek olmak için geleceğiz. Ayaz’ı göstererek onlara umut ışığı olacağız. Korkmasınlar. Sabırla, duayla beklesinler. Ümitlerini kaybetmesinler. Biz de yeri geldi umutsuzluğa, çaresizliğe düştük ancak Ayaz için tekrar dimdik durduk. Çünkü onun bizden, bizim ondan başka kimsemiz yok. Uzun zaman sürdü. Evet. Ama oldu. Sabredin” diye aktardı.

Optimum Hayal Kahvesi’nde Ayaz bebek için şiirler okunmuş, şarkılar söylenmişti. Hatta Leman Sam, Şevval Sam, Sıla ve daha birçok ünlü isim “Ayaz seni çok seviyoruz. Yanındayız” mesajlarıyla videolar göndererek çağrıda bulunmuştu. Ayaz’ı bu tarz çalışmalarla motive ederek hem maddi hem manevi yardımlarda bulunan yardımsever Berrin Güner ise resmi verilere göre 770 hastanın ilik nakli için beklediğini, bunun 500’ünün çocuk olduğunu belirtti. Güner şunları da aktardı: “Böyle bir sorun, ancak sürdürülebilir, büyük projelerle çözülebilir. Toplumun bilgilendirildikten sonra gönüllülüğe davet edilmesi gerekiyor. Bir de tabii kemik iliği bankalarının desteklenmesi. Biz kemik iliği naklini ameliyat zannediyoruz. Oysa bir ameliyat değil. Kök hücre verince bir kayba uğrayacağımızı düşünüyoruz ve korkuyoruz. Halbuki bağışlanan kök hücreyi, vücut kısa sürede tekrar üretiyor. İnsanlar yaşarken kök hücrelerini bağışlayarak, bir yaşam hediye edebilirler. Hep birlikte daha çok yaşama, daha fazla umut olalım. Tıpkı Ayaz’a olduğumuz gibi.”

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.