Gastroenterolog Prof.Dr. Ethem Tankurt, bağırsak florasını koruma ve güçlendirme düşüncesiyle probiyotik ürün tüketiminin moda haline geldiğini ifade ederek, gereksiz antibiyotiklerden kaçınmak gerektiğini söyledi
Haber Giriş Tarihi: 24.11.2017 08:02
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İzmir Kent Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof.Dr. Tankurt, son yıllarda yapılan araştırmalarda vücutta sayıları milyonlar ile ifade edilebilen bakteri, mantar ve protozoaların kişiyle birlikte veya kısmen kişiden bağımsız olarak yaşam sürdürdüğünün keşfedildiğini hatırlattı. Bunların tümüne genleriyle birlikte microbiom adı verildiğini, sayısının hücre sayısının 1.3 katı olduğunu kaydeden Tankurt, Bağırsağımızda bulunan başta bakteriler olmak üzere, bu mikroorganizmalarla vücudumuz arasında karşılıklı fayda sağlayan bir ilişki söz konusu. Bağırsak microbiomu vücudumuzun bağışıklık sisteminin oluşması gelişmesi ve sürdürülmesinde önemli rol oynuyor; ayrıca beyine mesaj ileterek beslenme tercihlerimizin oluşmasını etkiler ve kendilerine besin olacak gıdaları tüketmemizi sağlarlar diye konuştu.
Prof.Dr. Tankurt, bağırsak florasındaki değişikliklerin pek çok hastalığın ortaya çıkmasında farklı derecelerde rolü olduğunun da saptandığını kaydetti. Tankurt, şunları söyledi: Astım ve alerjik hastalıklar, akut ishaller ve özellikle seyahat sırasında oluşan ishaller, iltihaplı bağırsak hastalıkları, antibiyotik kullanımına bağlı kolit ve enterokolit gibi hastalıkları sayılabilir. Son dönemde diyabet ve obezite de bu listeye eklenmiş ayrıca onkoloji alanında da bağırsak florasındaki değişikliklerinin rolüne dair araştırmalar yayınlanmaya başlamıştır. Günümüzde ilaç olarak tükettiğimiz probiyotikler bağırsak floramızda doğal olarak bulunan, genelde yararlı olduğunu bildiğimiz bakteri türlerinin preperat halinde getirilmiş şeklidir. Tablet, kapsül, toz ya da gıda katkısı şeklinde sunulmaktadırlar. Tüm bu hastalıklarda bağırsağımızın normal florasını destekleyerek, patojenik mikroorganizmaların çoğalmasını baskılar, immun yanıtı düzenler ve hekim önerisiyle probiyotik kullanımı uygun olur; ayrıca birçok hastalıkta da probiyotik tedavisi ile ilgili araştırmalar sürmektedir. Ancak bu hastalıklarda hangi probiyotik türünün hangi etkiyi gösterdiği tam aydınlatılmamıştır. Bu nedenle henüz yeterli kanıtlanmış veri olmadığı için rutin kullanımı bugün için önerilmez; ama en azından bugünkü bilgilerimizle kesin olan, gereksiz antibiyotik kullanımı ile vücudumuzda bizimle birlikte yaşamını sürdüren, bağışıklık gibi çok önemli fonksiyonlarımıza katkısı olan flora bakterilerimizin dengesini bozmamamızın önemidir. (İHA)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gastroenterolog Prof.Dr. Ethem Tankurt, bağırsak florasını koruma ve güçlendirme düşüncesiyle probiyotik ürün tüketiminin moda haline geldiğini ifade ederek, gereksiz antibiyotiklerden kaçınmak gerektiğini söyledi
İzmir Kent Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof.Dr. Tankurt, son yıllarda yapılan araştırmalarda vücutta sayıları milyonlar ile ifade edilebilen bakteri, mantar ve protozoaların kişiyle birlikte veya kısmen kişiden bağımsız olarak yaşam sürdürdüğünün keşfedildiğini hatırlattı. Bunların tümüne genleriyle birlikte microbiom adı verildiğini, sayısının hücre sayısının 1.3 katı olduğunu kaydeden Tankurt, Bağırsağımızda bulunan başta bakteriler olmak üzere, bu mikroorganizmalarla vücudumuz arasında karşılıklı fayda sağlayan bir ilişki söz konusu. Bağırsak microbiomu vücudumuzun bağışıklık sisteminin oluşması gelişmesi ve sürdürülmesinde önemli rol oynuyor; ayrıca beyine mesaj ileterek beslenme tercihlerimizin oluşmasını etkiler ve kendilerine besin olacak gıdaları tüketmemizi sağlarlar diye konuştu.
Prof.Dr. Tankurt, bağırsak florasındaki değişikliklerin pek çok hastalığın ortaya çıkmasında farklı derecelerde rolü olduğunun da saptandığını kaydetti. Tankurt, şunları söyledi: Astım ve alerjik hastalıklar, akut ishaller ve özellikle seyahat sırasında oluşan ishaller, iltihaplı bağırsak hastalıkları, antibiyotik kullanımına bağlı kolit ve enterokolit gibi hastalıkları sayılabilir. Son dönemde diyabet ve obezite de bu listeye eklenmiş ayrıca onkoloji alanında da bağırsak florasındaki değişikliklerinin rolüne dair araştırmalar yayınlanmaya başlamıştır. Günümüzde ilaç olarak tükettiğimiz probiyotikler bağırsak floramızda doğal olarak bulunan, genelde yararlı olduğunu bildiğimiz bakteri türlerinin preperat halinde getirilmiş şeklidir. Tablet, kapsül, toz ya da gıda katkısı şeklinde sunulmaktadırlar. Tüm bu hastalıklarda bağırsağımızın normal florasını destekleyerek, patojenik mikroorganizmaların çoğalmasını baskılar, immun yanıtı düzenler ve hekim önerisiyle probiyotik kullanımı uygun olur; ayrıca birçok hastalıkta da probiyotik tedavisi ile ilgili araştırmalar sürmektedir. Ancak bu hastalıklarda hangi probiyotik türünün hangi etkiyi gösterdiği tam aydınlatılmamıştır. Bu nedenle henüz yeterli kanıtlanmış veri olmadığı için rutin kullanımı bugün için önerilmez; ama en azından bugünkü bilgilerimizle kesin olan, gereksiz antibiyotik kullanımı ile vücudumuzda bizimle birlikte yaşamını sürdüren, bağışıklık gibi çok önemli fonksiyonlarımıza katkısı olan flora bakterilerimizin dengesini bozmamamızın önemidir. (İHA)
Son Girilen Haberler
İzmir'de toz taşınımı devam ediyor
Kuzey Afrika kaynaklı toz taşınımı nedeniyle birçok şehirde görüş mesafesi düştü, hava kalitesi azaldı.
Kıbrıs’ın sokaklarında depremde hayatını kaybeden 35 çocuk anıldı
Türkiye’de geçen yıl meydana gelen 6 Şubat depreminde hayatını kaybeden Kıbrıslı 35 sporcu çocuk için Şampiyon Melekler'e adanmış bir klip çekildi
Konut sektöründe temelden alım satım trendi zayıflıyor
MÜFED Başkanı İsmail Kahraman, geçmişte temelden alım ve satımın sıkça tercih edildiğini ancak şimdi hem müteahhitlerin hem de vatandaşların bu yönteme mesafeli yaklaştığını belirtti