İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, eski Çad Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Türklerin Afrikadaki varlığının kıtayı kaplayan Afrika isminin varlığından daha eski olduğunu, çoğu Afrikalının Osmanlıya şükran beslediğini söyledi
Haber Giriş Tarihi: 13.10.2017 07:55
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, eski Çad Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Eskişehir Osmangazi Üniversitesine (ESOGÜ) gelerek bir konferans verdi. Osmanlı devletinin Afrikada birçok eser bıraktığını ve bugünlerde hala kullanımda olan yapıtların olduğunu ifade eden Kavas, Türklerin oradaki varlığının, Afrika isminin varlığından daha eski olduğunu vurguladı. Kavas, Türklerin Afrikadaki varlığı kıtayı kaplayan Afrika isminin varlığından daha eski. Aslında Afrika ismi 3-4 bin yıllık bir isim belki ama çok sınırlı bir bölgeye, bugünkü Tunusa verilen isimdi. Tüm kıtaya isim olması 16ncı yüzyıl Türklerin Avrupadaki varlığı 9uncu yüzyıla kadar gider. 9uncu yüzyılda ilk Müslüman Türk devletlerinin ilk ikisi Tolunoğulları ve Ihşîdiler, Mısırda kurulmuş. Haliyle Türklerin Avrupadaki varlığı yaklaşık bin 200 yıllık bir geçmişe sahip bir fiil varlık. Devletler kurmuşlar, devletler yönetmişler. Afrikada, özellikle kuzeyinde Mısır merkezli, daha sonra da kuzey Afrikada doğu Afrikada etkili olmuşlar şeklinde konuştu.
ESERLER RESTORE EDİLDİ
Osmanlının Cezayirde yapmış olduğu ve Fransız ihtilalinden sonra ayakta kalan eserlerin Cezayir Devletleri tarafından restore edilerek kullanılabilir hale getirdiğini aktaran Kavas, geçmişteki eserler ile tarihin daha güzel anlatılabileceğini belirtti. Kavas, şunları söyledi: Başladığı tarihten bıraktığı 1912 yılındaki Trablusgarp vilayetine kadar 400 yıl hüküm sürmüş. Haliyle bu geniş coğrafyadaki yaklaşık 10 milyon kilometre kare üzerindedir. Orada yaşayan herkese, hem kendisine hem de yerel halka hitap edecek kamu binaları, camiler medreseler, köprüler, yollar, limanlar, kaleler ve birçok hayır kurumu inşa etmiş. Bunların bugün Mısırda, Tunusda çoğu ayakta ama Cezayirde özellikle Fransız işgali ile birlikte hepsi tahrip edilmiş, yıkılmış. Ama Cezayir Devleti hala ayakta olanları son yıllarda hala büyük bir istekle restore edip, kullanılabilir hale getiriyor. Bunların başında Cezayir başkentte Keçova Camii Tika tarafından restore edildi ve bugünlerde kullanıma açılacak. Çok önemli bir eser Keçova Camii. Bunlar 400 yıl önce yapılmış eserler. Hala ayakta kalanları var. Yok diyemeyiz tamamen. Bunların bile bugün bilinmesinde fayda var. Çünkü insanlar gittiler ama eserleri kaldı. Onlar oradaki bizim atalarımızın yerel halk ile birlikteliğinin en güzel eseri izi, onlar kaldıkça ayakta. Tarihten güzel hikayeler, olayların anlatımını onlar üzerinden yapmamız anlatabilmemiz daha kolay olacak. Eğer onlar yıkılacak olursa bizim gözle görülür bir eserimiz olmadığı için anlatmakta zorluk çekebiliriz
TÜRK BAHÇESİ VAR
Afrika kıtasındaki Türklerin yaptığı yapıtların kıymetinin bilindiğini, hala kullanıldığını ve o bölgedeki Afrikalıların Osmanlıya karşı çok büyük bir şükran beslediğini aktaran Prof. Dr. Kavas, açıklamalarına şu şekilde devem etti: Bu eserlerden tabi ki bilinenler var. Kullanılıyor çünkü. Bugün Mısırda kullanılanlar var, Sudanda, Hartunda 1800lü yıllardan sonra yapılan Hartunun merkezindeki cami oranın ilk şehir olarak kurulması ile birlikte ayakta kalabilen ve 200 yıllık bir eser. Belli ki bunu Osmanlılar yapmış. Sevakin adası olarak bilinen yer bir müddet valilik merkeziydi. Oradaki eserlerin bir kısmı tahrip olmuştu. Şimdi onlar restore edildi. O ülkelerin de tarihi dokuları açısından tarihten bugüne taşınan eserler olarak hem kendilerine, hem de dünyaya gösterdiği eserler. Onları tamir etmek belki onlar için çok zordu. Bu restore işlerinden anlayan uzman insanlar istiyordu. Türkiye bu konularda maddi manevi onlara yardımcı oluyor. Bu işi bilen uzmanlar ile gidip bu restorasyonlar yapılıyor. Afrikalılar derken tabi bunları gören Afrikalılar. O bölgedeki Afrikalılar Osmanlıya karşı çok büyük bir şükran besliyorlar. Mesela Çad da bile artık hemen hemen hemen hiç bir iz kalmamış bir Türk Bahçesi var. Bir gün orayı da Tika olabildiğince restore etmek istiyor. Adı Türk Bahçesi. Afrikanın oldukça içinde sahile uzak bir şehrinde bir bahçe kurup bunu belki 100 yıl 200 yıl ülke için insanlara bir örnek eser yapmışlar. O ülkede eser gitse bile ismi kalmış. Yaşamaya devam ediyor ve insanlar da şehrin o bölgesine Türk Bahçesi Mahallesi diyorlar. (İHA)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, eski Çad Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Türklerin Afrikadaki varlığının kıtayı kaplayan Afrika isminin varlığından daha eski olduğunu, çoğu Afrikalının Osmanlıya şükran beslediğini söyledi
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı, eski Çad Büyükelçisi Prof. Dr. Ahmet Kavas, Eskişehir Osmangazi Üniversitesine (ESOGÜ) gelerek bir konferans verdi. Osmanlı devletinin Afrikada birçok eser bıraktığını ve bugünlerde hala kullanımda olan yapıtların olduğunu ifade eden Kavas, Türklerin oradaki varlığının, Afrika isminin varlığından daha eski olduğunu vurguladı. Kavas, Türklerin Afrikadaki varlığı kıtayı kaplayan Afrika isminin varlığından daha eski. Aslında Afrika ismi 3-4 bin yıllık bir isim belki ama çok sınırlı bir bölgeye, bugünkü Tunusa verilen isimdi. Tüm kıtaya isim olması 16ncı yüzyıl Türklerin Avrupadaki varlığı 9uncu yüzyıla kadar gider. 9uncu yüzyılda ilk Müslüman Türk devletlerinin ilk ikisi Tolunoğulları ve Ihşîdiler, Mısırda kurulmuş. Haliyle Türklerin Avrupadaki varlığı yaklaşık bin 200 yıllık bir geçmişe sahip bir fiil varlık. Devletler kurmuşlar, devletler yönetmişler. Afrikada, özellikle kuzeyinde Mısır merkezli, daha sonra da kuzey Afrikada doğu Afrikada etkili olmuşlar şeklinde konuştu.
ESERLER RESTORE EDİLDİ
Osmanlının Cezayirde yapmış olduğu ve Fransız ihtilalinden sonra ayakta kalan eserlerin Cezayir Devletleri tarafından restore edilerek kullanılabilir hale getirdiğini aktaran Kavas, geçmişteki eserler ile tarihin daha güzel anlatılabileceğini belirtti. Kavas, şunları söyledi: Başladığı tarihten bıraktığı 1912 yılındaki Trablusgarp vilayetine kadar 400 yıl hüküm sürmüş. Haliyle bu geniş coğrafyadaki yaklaşık 10 milyon kilometre kare üzerindedir. Orada yaşayan herkese, hem kendisine hem de yerel halka hitap edecek kamu binaları, camiler medreseler, köprüler, yollar, limanlar, kaleler ve birçok hayır kurumu inşa etmiş. Bunların bugün Mısırda, Tunusda çoğu ayakta ama Cezayirde özellikle Fransız işgali ile birlikte hepsi tahrip edilmiş, yıkılmış. Ama Cezayir Devleti hala ayakta olanları son yıllarda hala büyük bir istekle restore edip, kullanılabilir hale getiriyor. Bunların başında Cezayir başkentte Keçova Camii Tika tarafından restore edildi ve bugünlerde kullanıma açılacak. Çok önemli bir eser Keçova Camii. Bunlar 400 yıl önce yapılmış eserler. Hala ayakta kalanları var. Yok diyemeyiz tamamen. Bunların bile bugün bilinmesinde fayda var. Çünkü insanlar gittiler ama eserleri kaldı. Onlar oradaki bizim atalarımızın yerel halk ile birlikteliğinin en güzel eseri izi, onlar kaldıkça ayakta. Tarihten güzel hikayeler, olayların anlatımını onlar üzerinden yapmamız anlatabilmemiz daha kolay olacak. Eğer onlar yıkılacak olursa bizim gözle görülür bir eserimiz olmadığı için anlatmakta zorluk çekebiliriz
TÜRK BAHÇESİ VAR
Afrika kıtasındaki Türklerin yaptığı yapıtların kıymetinin bilindiğini, hala kullanıldığını ve o bölgedeki Afrikalıların Osmanlıya karşı çok büyük bir şükran beslediğini aktaran Prof. Dr. Kavas, açıklamalarına şu şekilde devem etti: Bu eserlerden tabi ki bilinenler var. Kullanılıyor çünkü. Bugün Mısırda kullanılanlar var, Sudanda, Hartunda 1800lü yıllardan sonra yapılan Hartunun merkezindeki cami oranın ilk şehir olarak kurulması ile birlikte ayakta kalabilen ve 200 yıllık bir eser. Belli ki bunu Osmanlılar yapmış. Sevakin adası olarak bilinen yer bir müddet valilik merkeziydi. Oradaki eserlerin bir kısmı tahrip olmuştu. Şimdi onlar restore edildi. O ülkelerin de tarihi dokuları açısından tarihten bugüne taşınan eserler olarak hem kendilerine, hem de dünyaya gösterdiği eserler. Onları tamir etmek belki onlar için çok zordu. Bu restore işlerinden anlayan uzman insanlar istiyordu. Türkiye bu konularda maddi manevi onlara yardımcı oluyor. Bu işi bilen uzmanlar ile gidip bu restorasyonlar yapılıyor. Afrikalılar derken tabi bunları gören Afrikalılar. O bölgedeki Afrikalılar Osmanlıya karşı çok büyük bir şükran besliyorlar. Mesela Çad da bile artık hemen hemen hemen hiç bir iz kalmamış bir Türk Bahçesi var. Bir gün orayı da Tika olabildiğince restore etmek istiyor. Adı Türk Bahçesi. Afrikanın oldukça içinde sahile uzak bir şehrinde bir bahçe kurup bunu belki 100 yıl 200 yıl ülke için insanlara bir örnek eser yapmışlar. O ülkede eser gitse bile ismi kalmış. Yaşamaya devam ediyor ve insanlar da şehrin o bölgesine Türk Bahçesi Mahallesi diyorlar. (İHA)
Son Girilen Haberler
İzmir elektriksiz kalacak! 2 Mayıs İzmir elektrik kesintisi listesi
İzmir'de elektrik kesintisi listesi... İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? 2 Mayıs 2024 Perşembe günü hangi ilçelerin hangi mahallelerinde elektrik kesintisi yaşanacak?
2 Mayıs Mersin elektrik kesintisi! Mersin'de elektrikler ne zaman gelecek?
Mersin'de elektrik kesintisi listesi... Mersin'de elektrik ne zaman gelecek? 2 Mayıs 2024 Perşembe hangi ilçelerin hangi mahallelerinde elektrik kesintisi yaşanacak?
Cem Garipoğlu’nun otopsi görüntüleri ortaya çıktı!
Cem Garipoğlu’nun mezarının açılması talebi üzerine başlatılan soruşturmada, Garipoğlu’nun otopsi fotoğraf ve görüntülerinde bilirkişi incelemesi yapıldı.