TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
SON DAKİKA
Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

101 numaralı oda

Eşiyle boşandıktan sonra otellerde yaşamaya başlayan 66 yaşındaki Savaş Işık, Basmane Oteller Sokağı’nın 37 yıllık misafiri. Toros Oteli’nin 101 numaralı odasında kalan yaşlı adamın hayali, 37 yıldır görmediği oğlunun bir gün o kapıdan içeri girmesi

Haber Giriş Tarihi: 14.12.2017 08:13
Haber Güncellenme Tarihi:
Kaynak: Haber Merkezi
ilksesgazetesi.com
101 numaralı oda

E. ÇAĞLA GENİŞ / ÖZEL HABER

Basmane’deki Oteller Sokağı, çeşitli nedenlerle ev yerine otellerde yaşamayı tercih eden kişilere yıllardan beri ev sahipliği yapıyor. Onlardan biri de hayatının son 37 yılını otellerde yaşayarak geçiren 66 yaşındaki Savaş Işık. Birbirlerini çok seven Savaş Amca ve eşi Zeynep Hanım, 1976 yılında evlenmeye karar verir. Yüksel adını verdikleri bir oğulları dünyaya gelir. 4 yıl evli kaldıktan sonra küçük sorunlarla baş edemeyerek boşanırlar. 3 yaşındaki oğlu Yücel, annesinde kalır. Savaş Amca, yanına küçük bir çanta alarak Basmane’ye gelir. O andan itibaren tüm yollar yalnızlığa çıkar onun için. İkinci sınıf bir otel bulur ve yerleşir. Otelin müşterilerinden olan yaşlı bir teyzeden palmiye dallarını örerek süs bitkisi yapmayı öğrenir. Yaptıklarını satarak günlük masraflarını çıkarmaya başlar. 37 yıl boyunca neredeyse buradaki bütün otellerin misafiri olur. Yıllar sonra eski bir tanıdık ile karşılaştığında, eski eşinin kansere yenik düştüğünü, oğlunun ise İzmir’de yaşadığını ve astsubay olduğunu öğrenir.

İŞKENCECİSİ YALNIZLIĞI

Hayatının son 37 yılını otel odalarında yapayalnız geçiren Savaş Amca, yaklaşık 2 yıldır Toros Otel’de kalıyor. 10 metrekarelik odası; avluyu çevreleyen diğer odalara, limon ağaçları ve sonradan yapılan bir süs havuzuna bakıyor. Odada fazla eşya yok; bir yatak, televizyon ve küçük bir masa. “Kışın çok üşüyorum soba yok. Yorganın altına girip nefesimle ısıtıyorum kendimi” diyor. Telefon kullanmıyor, “beyaz sakallı amca” dendiğinde herkes anlıyor onu sorduklarını. Yıllardır kesmediği sakalları ve masmavi gözleri ile hemen dikkat çekiyor. Otel sahipleri ve civarda yaşayanlar Yüzüklerin Efendisi filmindeki “Gandalf” karakterine benzetiyor onu. Oda numarası distopik bir romandan uyarlanmış gibi; 101. İşkencecisi yalnızlığı. Hayali ise, 37 yıldır görmediği oğlunun bir gün o odanın kapısını açarak içeri girmesi.

BOŞANDIKTAN SONRA OTELE YERLEŞTİ

Eşiyle boşandıktan sonra geldiği Oteller Sokağı’nın artık evi olduğunu anlatan Savaş Amca, otelin artık evi olduğunu, burada yaşamaktan sıkılmadığını söyledi. Savaş Amca, “İzmir’de doğdum büyüdüm. Ailemde herkes okudu ve iyi bir yerlere geldi. Ben okumadım. Beni dışlar gibi oldular, ben de üstlerine düşmedim. Ailemden kimseyle görüşmüyorum. Eski eşimle birbirimizi severek evlenmiştik. Ufak tefek sorunlarımız vardı. O yüzden ayrıldık. Bir daha ne o evlendi, ne de ben… Boşandığımızda oğlum 3 yaşındaydı. O günden sonra bir daha onu göremedim. Şimdi 40’lı yaşlarındadır. 29 yaşında Basmane’ye geldim ve otellerde yaşamaya başladım. 37 senedir otellerde kalıyorum. Geriye dönüp baktığımda çok kötü oluyorum. Bunca yıl sonra oğlumun karşısına çıkmaya cesaretim yok. Çıksam da, ‘Bu zamana kadar neredeydin’ der” dedi.

GEÇMİŞİ DÜŞÜNEREK UYUYAKALIYORUM

Her sabah saat 8’de uyanarak yaptığı çiçekleri satmak için yollara düştüğünü anlatan Savaş Amca, “Kimseye bir zararım dokunmaz. Her gün 8 gibi uyanıp kahveye gelirim. Çayımı içerken bir yandan da palmiye dallarından örüp sattığım çiçekleri yapmaya başlarım. Bunları satarak günümü kurtarmaya çalışıyorum. 30 senedir bu işi yapıyorum. Bittikten sonra sanat eseri gibi bir şey ortaya çıkıyor. Yaptığım işten dolayı beni tanımayan yoktur. Görenler çok beğenip almak istiyor. ‘Ne kadar güzelmiş kaç para’ diyorlar. Ne kadar verirseniz diyorum. Her gün başka bir yere gidip yaptıklarımı satıyorum. Elimdekileri sattıktan sonra Basmane’ye geri dönüyorum. Lokantadan yemeğimi alıp akşam saat 9’a doğru tekrar otele giriyorum. Televizyon izleyerek kafamı dağıtmaya çalışıyorum ama yalnız kaldığımda hep eski günler aklıma geliyor. Geçmişi düşünerek uyuyakalıyorum. Otelde yaşamak kötü bir şey… Allah kimseyi düşürmesin. 37 yıldır her çeşit insanı gördüm ben. Hepsi bir şekilde bu hayattan darbe yemiş insanlardı. Çoluğundan çocuğundan ayrılmış, kırgın, küs…” ifadelerini kullandı.

HOŞGELDİN GANDALF

Bembeyaz sakalları ve masmavi gözleri ile kendisini Yüzüklerin Efendisi filmindeki Gandalf karakterine benzettiklerini belirten Savaş Amca, şunları söyledi: “Sakalımı yıllardır kesmiyorum. Herkesin hoşuna gidiyor, farklı buluyorlar. ‘Hoş geldin Gandalf’ diyorlar. Sokakta küçük çocuklar hep sakalımı inceliyor. Önce korkuyorlar. Sonra alışıp gülümsemeye başlıyorlar. Otel sahipleriyle aram çok iyi, hepsi beni çok sever. Odanın parasını günlük ödüyorum. Param olmadığında, ‘Deftere yazar mısınız’ derim. Yazarlar. Günlüğü 15 TL olan odada televizyon yok. 20 TL olanda ise banyo yok. Ben 25 TL veriyorum; televizyonu ve banyosu olan odada kalıyorum. Ev ortamının nasıl bir şey olduğunu unuttum. O kadar zaman geçti ki üzerinden... Yalnızlığı seversin sevmezsin… Kişiye göre değişir. Ben yalnız olduğumu düşünmüyorum; yukardaki bana arkadaşlık ediyor. Bu inanç bana güç veriyor.”

NEFESİMLE ISINMAYA ÇALIŞIYORUM

“Sağlığım iyi çok şükür” diyen Savaş Amca, kış aylarında ise ısınma problemi nedeniyle çok zorluk çektiğini ifade ederek, “Basmane, artık eskisi gibi değil. Her türlü insan burada… Her sabah uyandığımda farklı insanlar görüyorum. Ortaokul terkim ama hayat okulunu bitirdim. Karşımda oturan insanın bir bakışta ne olduğunu çözüyorum. Çünkü çok insan tanıdım artık insan sarrafı oldum. Ne olduğunu gözlerine baktığım zaman anlarım. Küçük bir odam var. Binalar eski olduğu için ısınmıyor. Çok şükür sağlığım iyi. Dişler çürük ama ağrı yapmıyor. Allah yardım ediyor. Hastalık nedir bilmem… Odada soba yok. Kışın ısınmak çok zor oluyor. Kışın yağmurlu havalarda da mecbur işe çıkıyorum. Sırılsıklam otele döndüğümde hemen yorganın altına giriyorum. Nefesimle kendimi ısıtmaya çalışıyorum. Televizyondan radyo açıyorum, eski tarz müzikleri dinliyorum. Eski hayatımı aklıma getiriyor. Eşim ayrılırken ben bir daha başkasını sevemem demişti. Dediğini de yaptı. O da evlenmedi, ben de… Ondan sonra kimseye bakmadım, kimseyi sevmedim” dedi.

BELKİ KAPIM ÇALINIR…

Yıllar önce karşılaştığı eski bir tanıdık vasıtasıyla 37 yıldır görmediği oğlunun hala İzmir’de yaşadığını öğrenen Savaş Amca, en büyük hayalinin ölmeden önce oğlunu bir kez görebilmek olduğunu anlatarak şunları söyledi: “4-5 sene önce burada bir abi ile karşılaştım. Alışveriş yaptığım bir bakkaldı. Eski eşim postanede memurdu. Öğrendiğime göre boşandıktan sonra eski eşim de evlenmemiş. Daha sonra kansere yakalanmış ve vefat etmiş. Benim oğlanı görmüş, astsubay olmuş. Aynı sana benziyor dedi. 10 sene önce falan Basmane’ye gelip beni aramış. Aynı benim gibi mavi gözlüymüş, sarışınmış. Bu hayatta kaybedecek hiçbir şeyim yok. Belki beni bulmaya gelir yine. Hep hayal ediyorum belki kapım çalınır oğlum gelir diye. Hayalsiz insan olmaz, hayalleri öldü mü insan da ölür. İnsanı ayakta tutan şey hayalleridir. En büyük hayalim ölmeden önce oğlumu görebilmek. Oğlumun fotoğrafı bile yok.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.